Ayşe Şeyma Sayhan

Ayşe Şeyma Sayhan
@ayseymasayhan
Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku... -Risale-i Nur *** Birine altı çizili kitaplarınızı vermek, yaralarınızı emanet etmektir bir bakıma... -Nazan Bekiroğlu curiouscat.live/ayseymasayhan
Eskisi kadar özlemiyorum seni, Ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda.. Adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor.. Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık. Biraz yorgunum.. Biraz kırgın.. Biraz da kirletti sensizlik beni! Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama “İyiyimler” yamaladım dilime. Tedirginim aslında, seni unutuyor olmak, Hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni.. Gel diye beklemiyorum artık, Hatta istemiyorum gelmeni.. Nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde. Arasıra geliyorsun aklıma, banane diyorum Benim derdim yeter bana banane! Alıştım mı yokluğuna? Vaz mı geçiyorum, varlığından? Tedirginim aslında, Ya başkasını seversem? İnan o zaman seni hayatım boyunca affetmem..
Özdemir Asaf
Özdemir Asaf
Reklam
Ne güzel söylemiş değil mi Mevlana?
"Ya olduğun gibi görün Ya da göründüğün gibi ol." Ne kadar da basite indirgemişiz bu hakikâti, dillere pelesenk olmuş da üzerine durup düşünmemişiz pek. Oysa hepimiz bir kimlik arayışı içindeyiz. Türlü türlü maskeler takıyoruz çoğu zaman ama hiçbirisi bize ait değil sanki. Bir yandan da hepsi bizden bir parça gibi. Kimimiz olduğu gibi görünme gayretinde kimimiz ise göründüğü gibi olmaya çabalıyor. Bazılarımız ise arafta kalmış bir vaziyette bir tarafa meyletmeyi belki de asıl kimliğini bulmayı bekliyor. Ben mesela, ne olduğum gibi görünebiliyorum ne de göründüğüm gibi olmaya güç yetirebiliyorum artık... Gölgem bile bana ait değil gibi geliyor, belki de ben ona ait değilimdir bilemiyorum... Ama değişim de tam bu noktada başlıyor sanırım. Öze doğru yolculuk yapmak, kendimizi bulmak için önce sıyrılmak lazım belki de her şeyden, herkesten ve tüm kimliklerimizden... Yolculuğun sonunda bulduğumuz kendimiz ne kadar bize aittir ve ondan ne kadar memnun kalırız bilinmez ama son kararın bize ait olduğu kesin: Ya olduğumuz gibi görüneceğiz Ya göründüğümüz gibi olacağız ya da..?
İ'lem Eyyühel-Aziz!
Aklı başında olan insan, ne dünya umûrundan kazandığına mesrur ve ne de kaybettiği şeye mahzun olmaz.
Mesnevi-i Nuriye
Mesnevi-i Nuriye

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Muhabbet (sevme) duygusunun da Yaratıcı tarafından verilen bir armağan olduğunu idrak edebilmek ve irademiz dışında gerçekleştiğini, O'nun kontrolünde olduğunu fark edebilmek ne büyük bir nimet elhamdülillah...
Kerim Birkan Demirel

Kerim Birkan Demirel

@BirkanDemirel
·
30 Mayıs 2023 15:34
“Sizce hayat nedir?” diye sordu Oblomov. “Hayat bir ödevdir, sorumluluktur, dolayısıyla, aşk da bir ödevdir. Onu bana Tanrının gönderdiğini hissediyorum.” Bakışlarını gökyüzüne çevirerek, “Sevmemi de o istedi,” diye ekledi.
BİR PARÇA YALNIZLIK ALIR MIYDINIZ?
Yalnızlık paylaşılmaz Paylaşılsa yalnızlık olmaz. Özdemir Asaf'ın en bilinen mısrasıdır belki de. Yalnızlık paylaşılmalı mıdır peki? İnsan neden yalnızlığı dahi paylaşmaya ihtiyaç duyar? Neden içten içe en çok yalnız kalmaktan korkar? Hepimiz biraz biraz yalnız değil miyiz oysa kalabalıklar içindeyken bile... En çok ne korkutuyor bizi, yalnızlıkta? Kimsesiz kalmak mı, kendimizle baş başa kalmak mı? Kimse tarafından anlaşılamamak mı yoksa kendimizi haddinden fazla tanımak mı? Kendimizle barışık olsak sanki tüm bu yalnızlık meseleleri de son bulur gibi geliyor. Ah bir yalnız kalabilsek... Kendimizi duyabilsek, tanıyabilsek, anlayabilsek... Hele bir de o yalnızlıkta Rabbimizi bulabilsek... O zaman da ister miydik yalnızlığı paylaşmak? Yoksa kimseyle paylaşamayacak kadar kıskanır mıydık yalnızlığı? Yalnızlık paylaşılır mı? Paylaşılsa yalnızlık olur mu?
Reklam
Poyraz: Yaşamak bir ağrı gibi girdi bedenime çıkmıyor. Sana birtakım serzenişlerden bahsetmiyorum albayım. İnsan çekeceği acıya âşık olurmuş. Ben de diyorum nerede yanlış yaptım. Albay: Poyraz evladım, biliyor musun? Acılar mutluluğun sadakasıdır. 🎬 Poyraz Karayel
Sevmek ve Sevilmek
Her seven Sevilenin boy aynasıdır. Sevmek Sevilenin o aynaya bakmasıdır.
Özdemir Asaf
Özdemir Asaf
'ın bu şiirine karşılık ben de şunu söylemek istiyorum: "Her sevilen Sevenin boy aynasıdır. Sevmek Sevenin o aynaya bakmasıdır." Aldığım bir eğitimde, "İnsan eksik olanı tamamlama meylindedir." denilmişti. Zihnimiz, eksik olan parçaları otomatik tamamlama peşinde.. Kalbimiz de öyle... Kendimizdeki eksik duyguları bir şekilde tamamlama arayışındayız her birimiz. Neye ihtiyacımız varsa en çok ona yöneliyoruz. Bu sebeple de ikili ilişkilerde çoğunlukla kendimizi tamamlayacak insanlara ilgi duyuyoruz. Sevdiğimiz, değer verdiğimiz insanları tanıyabilirsek aslında onları tanıdığımızda kendimizi de tanımaya başlıyoruz. Keza, bizi seven insanlara biraz dikkat edersek karşılıklı boy aynasında görebiliyoruz hem kendimizi hem onları... Hayatımıza dahil ettiğimiz veya etmediğimiz her insan, bizden bir parça taşıyor aslında. Lâkin varoluşumuzu başkalarıyla anlamlandırmaya çalışmak -hele ki bu başkaları fani ise- can yakıcı olabiliyor kimi zaman... Çünkü varlığımıza biçtiğimiz değer, sevdiğimiz veya bizi seven insanlardan ibaret olunca aynalar kırıldığında bizler de paramparça oluyoruz. Bu yüzden sanırım insanın Rabbini tanıması da kendinden geçiyor. Fanilerden geçtikçe Bâki'ye varılıyor. Kendini bilen Rabbini biliyor, belki de Rabbini bilen kendini biliyor, kim bilir?
Özlem ve rahmetle...
"Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cem'iyetin, yirmibeş milyon Türk cem'iyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'anımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cennet'i de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin imanını selâmette görürsem, Cehennem'in alevleri içinde yanmağa razıyım. Çünki vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur."
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
Kader nedir?
🕊️ "Kuşlar da kaderle uçar." diyordu ya hani Zarifoğlu. Peki, kader neydi? Bize ait olan bir şey mi, Bizden gayrı olan bir şey mi? Ne kadarı bize ait? Ne kadarından sorumluyuz, Ne kadarına boyun eğmemiz gerekiyor ya da Ne kadarına itiraz edebiliyoruz? İtiraz edebiliyor muyuz hakikaten? Ben en çok bu kısım üzerine düşünüyorum son
Var mıyız ki Yok Olmaktan Korkuyoruz?
Kalıcı izler bırakma peşindeyiz birçoğumuz. Fotoğraflarla, yazılarla, mektuplarla hatta bazen bir çöp parçasıyla bile hatıraları korumaya çalışıyoruz. Yaşadığımıza dair, bulunduğumuz veya gittiğimiz yerlere, ilişki kurduğumuz kişilere dair hep bir kanıt biriktirme derdindeyiz. Bir şekilde "Ben varım, buradayım, sizinleyim." demenin