inanma demek doğru degil bana kalırsa.
onu anlamaya çalışmak insana çok şey katar. bunu yapmaya çalışmak kolay iş değil maalesef
BKM KİTAP
@bkmkitap
·
20 Haziran 2022 09:20
Yalan olduğunu bilsen dahi inanacaksın insanoğluna, yani dinleyeceksin onu, niçin yalan söylediğini anlamaya çalışacaksın. Bazen yalan, insanın özünü gerçeklerden daha çok açığa vurur.
Kimi zaman, tüm bu yaygara etrafımda
Bazı şeyler duyarım, bir kargaşa kafamda
Merak eder zihnim, kovar kararsızlığı
Çılgın olan kimdir, ben mi yoksa onlar mı?
Einstein *
Gözlerine bakarken,
güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma.
bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde,
kayboluyorum…
Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum,
Durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin:
sırrını her gün bir parça veren.
fakat hiç bir zaman;
büsbütün teslim olmayacak olan…
Insan zekâsı düşünün ne kadar kısa sürmüş olduğunu düşününce kederlendim. İnsanoğlu intihar etmişti. Kendine hedef olarak kararlılıkla rahatı ve kolayı, düstur olarak da güvenli ve istikrarlı dengeli bir toplumu seçmiş ve muradına ermişti - ama sonunda gele gele bu duruma gelmişti işte. Hayat ve mülkiyet bir zamanlar nerdeyse tam bir güvenliğe erişmiş olsa gerekti. Zenginlerin serveti ve rahatı, emekçilerin de hayatı ve işi güven altına alınmıştı. Bu kusursuz dünyada hiç kuşku yok ki işsizlik diye bir sorun olmadığı gibi çözülmemiş hiçbir toplumsal sorun da kalmamıştı. Ardından büyük bir huzur gelmişti.
Değişimin, tehlikenin ve güçlüklerin altından zihinsel çokyönlülükle kalkılması görmezden geldiğimiz bir doğa yasasıdır. Çevresiyle tam bir uyum sağlamış bir hayvan, kusursuz bir düzenektir. Alışkanlık ve içgüdü işe yaramaz hale gelmedikçe, doğa zekâya hiçbir zaman başvurmaz. Değişimin ve değişim gereksiniminin olmadığı yerde zekâ da olmaz. Ancak çok çeşitli gereksinimleri ve tehlikeleri gidermek zorunda kalan hayvanlar zekâdan yararlanırlar.