Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aysu Akyar

Aysu Akyar
@aysuakyar
Merhabaaaa renkli kitap dünyama hoş geldinizzz
Psikoloji Öğrencisi :)
İstanbul
19 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Yakışıklı adamlarla bakışmayın kadınlar. O adamların uzun, kalın parmaklı kürek gibi ellerinde keskin makaslar, balta girmemiş ormanlar, gün yüzü görmemiş niyetler, içi ceset dolu bavullar, arabalardan kadınları aşağı atmalar, uykuda yastıklarla boğmalar, boyunlara ipler geçirip asmalar, yüzlere kezzap atmalar, saçlardan sürüye sürüye duvarlara çarpmalar falan var.
Sayfa 43
Reklam
''... öyle kişilikler vardır ki, bütün büyük olaylar ve olağanüstü yaşantılar onlarda ruhun genelde sarsılmasının yanı sıra gizli bir kederin ve derin bir melankolinin ilk boğuk seslerinin serbest kalmasına yol açarlar ve bu sesler öylesine yükselir, öylesine baskın çıkar ki, diğer bütün ruh halleri onların içinde çözülür gider.''
Sayfa 38
''Böylece sıradan bir insanın yaşamında, nadir ve özenle yetiştirilmiş bir bahçe çiçeğinin, normalde tozlu ayakların bütün tohumları çiğneyip ezdiği bir kaldırım kenarında açıvermesi gibi aniden bir düş uyandı.''
Sayfa 3

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
''Şurada karşınızda duran ben kitaplara gömülmekten daha yeni kurtuldum, hem de en ağır cephe hizmetinden kaçarcasına. Ve siz, bir kadın, kendinizi gönüllü olarak teslim ediyorsunuz.'' ''Bakış açımızı genişleten, hayatı önümüze seren ve bizi bağımsızlaştıran kitaplar niye bir cephe hizmeti olsun ki,'' diyerek şaşkınlıkla baktı kız. ''Bu dünyada bizi özgürlüğe yaklaştıran tek bir şey varsa o da zihinsel çalışmalardır.''
Sayfa 10
304 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Bugün Kalan Hayatımın İlk Günü
Bugün Kalan Hayatımın İlk GünüMaud Ankaoua
8.3/10 · 2.771 okunma
Reklam
Aptallar! Sanki benim ölümsüzlüğümü beceriksiz aygıtlarıyla, ipleri ve darağaçlarıyla boğabilirlermiş gibi! Bu güzel yeryüzünün üstünde yürüyeceğim, yeniden yürüyeceğim, hem de sayısız kere. Ve etim kemiğimle yürüyeceğim, prens ve köylü, bilgin ve soytarı olacağım, yüksek yerlerde oturacak ve tekerin altında inleyeceğim.
''Hayır, efendim: Soru sorma konusunda çok duyarlıyımdır,'' diye karşılık verdi. '' soru sormakla kıyamet günü arasında pek çok benzerlik vardır. Soru sormak bir taşı harekete geçirmek gibidir. Bir dağın tepesinde öylece oturduğunu düşünün; taş başlar yuvarlanmaya ve öteki taşları da harekete geçirir; çok geçmeden, taşlardan birini evinin arka bahçesinde oturan kendi halinde bir adamcağızın tepesine iniverir, ailesi de dımdızlak ortada kalır. Yok, efendim, ben ilkemden şaşmam: Birinin canı burnuna gelmişse ona fazla soru sormayacaksın.''
O günlerin üzüntüsünü hala anımsıyorum. Kavga edecek, direnecek, karşı koyacak hiç ama hiçbir şey yoktu. Her şey kolay, özgürlük bol... Gece bir türlü yaşlanmak bilmiyor... Hala emekliyor; yelkovanla akrep de ilerlemiyor...
98 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.