Şu hayat denen şey ne biçim şeydi? Kimi zaman sevinçler veren kimi zaman içimizi acılarla dolduran, kölesi olduğumuz şu hayat neyin nesiydi böyle?
-son-
Ah! Biçare hırpalanmış, ezilmiş hayat!.. Mai bir gece ile siyah bir gece arasında geçen şu nasipsiz, bahtsız ömür!… Bir baran-ı elmas altında inkişaf ederek (belirecek) şimdi bir baran-ı dürr-i siyahın altında gömülen o ekmek çiçekleri!..