...
İnsan bir kere dönüp bakmaz mı?
Bakmadın.
Ömrümde böyle bir acı görmedim.
Baktığım her yerde suretini görür oldum,
Deli dediler,
Baştan aşağı sen olduğumu bilmeden.
Sonra bir şair tanıdım.
Şiirleri katili.
Meğer ne meraklıymış ölmeye.
Gittiğin gün ruhunu da götürdüğünü bilmeden.
Yarasız Yıldız
Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum,
Konuşuyorum, yemek yiyorum yani her
Zaman yaptığım işleri sürdürüyorum
Ama nasıl anlatsam , bir boşluk duygusu
İçinde. Sanki içimde derin bir hiçlik var.
Kendime yakın gördüğüm şarkılar vardı
Tekrar tekrar dinledim.
Bazı cümleler vardı tekrar tekrar okudum.
Defalarca baktığım fotoğraflar vardı benim.
Bilmem kaç bin daha geri sardığım filmler.
Anlayamadığım için değildi bu tekrarlamalar
Fazla iyi anlatıyorlardı, fazla yakındılar.
Ama kal diyemiyordu dilim,
Kalsın istiyordum da
Kalması için bir şeyler yapamıyordum.
Gitti.
Kaldım...
Sevdim mi kendime soramadım,
Korkularımdan mı soramadım,
Yaralarımı mı saramadım?
Bilmiyordum...
Hem ne gerek vardı ki alışmaya
Gitsin idi
Gitsin...
Basit bir gerçeğe inandım
Döküldü dilimden kelimelerim
Sevseydi gitmezdi...
"Meğer ben ne kadar boş şeylere ağlamışım;
Kalbim hakikat diye bir ihtimale tapmış.
Ne manasız şeylere meğer bel bağlamışım
Meğer benim peşinden koştuklarım serapmış. "
"İçten içe ağlamak nedir bilir misin sen?
Hiç ağladın mı yüreğindeki sızıyla?
Hiç yavaş yavaş yok olduğunu hissettin mi,
Yüreğinin sızısında
İçten içe ağlamak nedir bilir misin sen?
Hiç aynaya baktın mı yüreğindeki sızıyla?
Hiç yavaş yavaş yok olduğunu hissettin mi,
Aynadaki görüntünde?"
Ayten Dinçer
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulmaz mı?