Tuğba Ay

Küvetimin kenarında pencereden esip gelmiş solgun bir yaprak adı aklıma gelmeyen bir ağacın yaprağı duruyor ona bakıyorum damarlarını okuyorum karşısında ürperdiğimiz ama onsuz hiçbir güzelliğin olamayacağı o tuhaf faniliği soluyorum. güzelliğin ve ölümün hazzın ve faniliğin birbirine bu kadar muhtaç bu kadar bağlı olması ne harika! duyusal bir şey gibi derinden hissediyorum doğa ile aklın etrafında ve içimdeki sınırını.
Sayfa 91
Reklam
Yakınlarım arasında başka bir sürü nesne daha var. Görmekten ve dokunmaktan, bana sessizce hizmet etmelerinden ,sessiz dillerinden hoşlandığım, vazgeçilmez bulduğum şeyler bunlar ve içlerinden birinin beni terk etmesi, beni bırakıp gitmesi, eski bir kasenin kırılması, bir vazonun yere düşmesi, bir çakının kaybolması kayıptır benim için, o zaman vedalaşmak, bir an durup onlara bir anma konuşması itiraf etmek isterim.
Sayfa 57
Yaz akşamları tatlı, vurdumduymaz bir esriklikle gezinen sevgililer bile ıskalayacak, ama geçip giderken kokuyu ta içine çeken gezgin yakalayacak. Gezginde tüm hazların en hası, en incesi vardır, zira sevinci tadarken geçici olduğunu da bilir.
Sayfa 53

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sonra yeniden sessizliğe dönmüştük; bizim için bir tapınak gibi olan sessizliğe.
Sayfa 420
Yaşam bize bir mücevher sunmuştu, ne var ki pişman olup elimizden aldı onu.
Sayfa 351
Reklam
Reklam
304 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.