Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dil Tengi

Dil Tengi
@ayukselll
En zor savaş kafanda bildiklerinle, yüreğin arasındadır...
37 okur puanı
Kasım 2022 tarihinde katıldı
Reklam
Kıskançlık Yasası
Biz insanlar doğal olarak kendimizi başkalarıyla kıyaslarız. İnsanla­ rın statülerini, gördükleri saygı ve ilgi düzeyini ölçeriz, sahip olduk­ larımızla onların sahip oldukları arasındaki farklılıklara dikkat ederiz. Bazılarımız için bu kıyaslama ihtiyacı, çalışmalarımızda üstünlük sağ­ lamak için bir teşvik görevi görür. Bazıları içinse derin bir kıskançlığa, gizli saldırılara ve sabotajlara yol açan aşağılık duygusuna ve hayal kı­ rıklığına dönüşebilir. Hiç kimse kıskançlıkla davrandığını itiraf etmez. Aşırı coşkulu ve orantısız gibi görünen övgüler ve arkadaşlık talepleri, iyi niyetli mizah bahanesi altında belirsiz imalar, başarınızdan açıkça rahatsız olmak gibi erken uyarı işaretlerini fark etmelisiniz. Bu tür kıs­kançlıkların arkadaşlar yada meslektaşlar arasında ortaya çıkması daha olasıdır. İlgiyi kendinizden uzaklaştırarak kıskançlığın yönünü değiştir­meyi öğrenin. Özdeğerinizi sürekli kıyaslamalarla değil içsel standart­larla yükseltin.
Baskılama yasası
insanlar nadiren göründükleri gibidir. Kibar, cana yakın dış görünüm­ lerinin altında özgüvensizlikleri ve özenle bastırıp herkesten gizledik­ leri saldırgan bencil dürtülerinden oluşan, karanlık, gölgeli bir tarafları vardır. Bu karanlık taraf davranışlarından dışarı sızar ve bu şaşırıp zarar görmenize sebep olur. Zehirleyici olmadan önce bu gölgenin işaretlerini fark etmeyi öğrenin. Bazılarının dayanıklılık, iyilik gibi açıkça görülen özelliklerini, tam tersi olan niteliklerini örten bir örtü gibi görün. Ayrıca kendi karanlık tarafınızın da farkında olmalısınız. Bunun bilincine ulaş­tığınızda bilinçaltınızdaki yaratıcı enerjileri denetleyip yönlendirebilir­siniz. Karanlık tarafınızı kişiliğinizle bütünleştirdiğinizde bütün bir in­san olacaksınız ve başkalarını size çeken bir özgünlük ışığı yayacaksınız.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kendini Baltalama Yasası
Hepimizin dünyaya bakışı kendimize özgüdür, olayları ve çevremiz­ deki insanları yorumlama yolu farklıdır. Bu bizim tutumumuzdur ve yaşamda bize olanların büyük bir kısmını belirler. Eğer tutumumuz temelde korkuya dayanıyorsa, her koşulda olumsuzlukları görürüz. Risk almaktan kaçınırız. Hatalar için başkalarını suçlarız ve ders çıkarmayız. Eğer düşmanlık ya da kuşku duyuyorsak, yakınımızdakilerin de aynı duygulara kapılmasına yol açarız. En korktuğumuz koşulları bilinçsizce oluşturup mesleğimizi ve ilişkilerimizi baltalarız. Ne var ki insanların tutumu değişebilir. Daha olumlu, açık, hoşgörülü bir tutum yaratarak farklı bir dinamiğin kıvılcımını yakarız. Tersliklerden ders alırız, hiç yoktan fırsatlar yaratırız ve insanları kendimize çekeriz. İrademizin sı­nırlarını ve bizi nereye kadar götüreceğini araştırmalıyız.
Şiddet Toplumu ve psikopataloji..
Her birey ancak olgun biri olarak toplumun katılımcı bir üyesi haline gelebileceğinden,toplumun gelişmekte olan bireyin psikolojik ihtiyaçlarını karşılama biçimi toplumuda etkileyecektir.Dolayısıyla toplumu yöneten bireylerin kendilerinin olgun bağımlılığa ilerlemiş olduğu veya çoçuksu bağımlılık koşullarına benzer mahrumiyetlerin yeniden üretildiği bir toplum,potansiyeline ulaşması önlenmiş olgun olmayan bireylerin ağır basmasını teşvik eden bir toplum olacaktır.Toplumda hüsran yaratan ve tepkisel olarak şiddetli saldırganlığa yol açan tamda böyle durumlardır.Üstelik olgunlaşmamış bireylerin baskın olduğu toplumlarda ötekilere kısmi nesne veya şey muamelesi yapma eğilimi artacaktır,tıpkı antisemitizmde olduğu gibi
Reklam
SAVUNUCULUK YASASI
Yaşam acımasızdır ve insanlar rekabetçidir. Doğal olarak kendi çı­karlarımızı korumalıyız. Ayrıca bağımsız olduğumuzu, kendi is­tediğimizi yaptığımızı hissetmek isteriz. Bu nedenle başkaları bizi de­ğiştirmeyi ya da ikna etmeyi deneyince savunucu ve direnişçi oluruz. Boyun eğmek, özgür olma gereksinimimize meydan okur. Bu nedenle in­sanları savunmacı konumundan uzaklaştırmak için her şeyi özgür ira­deleriyle yapıyorlarmış gibi görünmesini sağlamalısınız. Karşılıklı bir sıcaklık duygusu yaratmak, insanların direncini kırar ve yardım etme isteği uyandırır. Asla insanların inançlarına saldırmayın ve zekâları ya da iyi yüreklilikleri hakkında özgüvensiz hissetmelerine yol açmayın. Bu şekilde davranırsanız onların savunmasını sağlamlaştırırsınız ve bu, si­zin işinizi zorlaştırır. İstediklerinizi yaptırmak için en iyi yem onlarda soyluluk ve özveri duygularını uyandırmak. Kendi inatçı boğanızı ehli­ leştirmeyi, zihninizi savunucu ve kapalı konumundan uzaklaştırmayı, yaratıcı güçlerinizi serbest bırakmayı öğrenin.
Bakış Açınızı Genişletin
Doğamızm hayvan kısmı şu anda duyduğunuz, gördüğünüz şeyle­rin, son haberler ve akımlar, çevrenizdekilerin fikir ve davranışları gibi en dramatik noktaların etkisinde kalır. Hızlı sonuçlar, kolay para gibi çekici planların tuzağına sizi düşüren işte budur. Aynı zamanda olaylar bir yöne ya da öteki yöne dönerken bugünkü koşullara karşı aşı­rı coşkulu olmanıza ya da paniğe kapılmanıza yol açar. İnsanları viz­yonlarının darlığı ya da genişliğiyle ölçmeyi öğrenin; davranışlarının sonuçlarını göremeyen, sürekli tepkisel davrananlarla yakınlaşmaktan kaçının. Bu enerjiyi size bulaştırırlar. Gözleriniz derhal görünmeyen ama olayları yöneten daha geniş akımların üzerinde olmalıdır. Uzun va­deli hedeflerinizi asla gözden kaçırmayın. Bakış açınızı genişletince her nesneye erişebilecek sabır ve açıklığa sahip olacaksınız.
Açgözlülük Yasası
Bulunmanın ve yok olmanın üzerimizde temel etkileri vardır. Çok fazla bulunmak kişiyi boğar, bir dereceye kadar yok olmaysa ilgimizi çeker. Sahip olmadıklarımıza -düşlerimizin tasarladığı nesnelere- sahip olma arzusu bizi damgalar. Biraz gizem havası yaratmayı öğrenin, in­ sanların dönüşünüzü istemeleri, sizi arzulamaları için stratejik olarak yok olun. Yaşamlarında eksik olanlarla onları kandırmaya çalışın, sahip olmaları yasaklananları gösterin, arzudan çılgına döneceklerdir. Çitin öte yanındaki otlar daima daha yeşildir. Koşullarınıza, kaderinize kucak açarak bu zayıflığınızı yenin.
Zorlanımlı Davranış Yasası
Birlikte çalışacağınız insanları seçerken şöhretleriyle büyülenme­yin ya da yansıtmaya çabaladıkları yüzeysel imgeye takılmayın. Bunun yerine içlerinin derinliklerine bakmak ve karakterlerini görmek için kendinizi eğitin. İnsanların karakteri erken yıllarında, günlük alış­ kanlıklarıyla şekillenir, yaşamlarında belirli davranışları yinelemeye ve olumsuz modellere düşmeye zorlayan şey budur. Bu tip davranış kalıp­larına yakından bakın ve insanların herhangi bir şeyi yalnızca bir kez yapmadığını unutmayın. Davranışlarını yinelemeleri kaçınılmazdır. Aksiliklerle başa çıkma yolları, uyum gösterme ve başkalarıyla birlikte çalışma yetenekleri, sabırları ve öğrenme becerileriyle karakterlerinin görece sağlamlığını ölçün. Daima güç belirtileri gösterenlere yaklaşın ve zehirleyici tiplerden kaçının. Kendi zorlanımlı modellerinizi kırabilmek ve kaderinizin kontrolünü elinize almak için kendi karakterinizi baştan sona öğrenin.
Rol yapma Yasası
İnsanlar alçakgönüllü, özgüvenli, çalışkan gibi en iyi yönlerini sergile­yen maskeler takarlar. Doğru şeyler söylerler, gülümserler ve fikirleri­mizle ilgilenmiş gibi görünürler. Özgüvensizliklerini ve kıskançlıklarım gizlemeyi öğrenirler. Bu görünümü gerçek olarak alırsak asla onların duygularını öğrenemeyiz ve ara sıra ani direnç göstermeleri, düşmanlık­ları ve manipülatif davranışlarına hazırlıksız yakalanırız. Neyse ki bu maskenin çatlakları vardır. İnsanlar yüz ifadeleri, ses tonları, bedenlerin­deki gerginlik ve sinirli hareketler gibi denetleyemedikleri davranışlarıy­la gerçek duygularının ve bilinçaltmdaki arzularının sözsüz ipuçlarını sızdırırlar. Kadınları ve erkekleri çok iyi okuyan birine dönüşerek bu dili öğrenmelisiniz. Bu bilgiye sahip olunca en uygun savunma önlemlerini alabilirsiniz. Öte yandan insanlar sizi görüntünüzle yargıladıkları için en iyi görünümü sergilemeyi ve rolünüzü en etkili biçimde oynamayı da öğrenmelisiniz.
Reklam
Narsisizm Yasası
Hepimiz bağlantı kurmak ve sosyal güç elde etmek için dikkate de­ğer bir araca doğuştan sahibiz: empati. Empati, geliştirilip düzgün kullanıldığında, başkalarının ruhsal durumlarını ve zihinlerini görme­mize izin vererek davranışlarını öngörmemizi ve dirençlerini nazikçe azaltmamızı sağlayacak gücü kazandırır. Ne var ki bu araç bizim alış­ kanlığımız olan kendimize dönüklüğümüzle körleşir. Aslında hepimiz narsistiz, ama bazıları yelpazenin daha derininde yer alır. Yaşamdaki görevimiz bu özsevgiyle uzlaşmak ve duyarlılığımızı içe değil dışarıya, başkalarına çevirmeyi öğrenmektir. Aynı zamanda aramızdaki zehirle­ yici narsistleri, dramalarına katılmadan ve kıskançlıklarıyla zehirlenme­ den önce tanımalıyız.
MANTIKSIZLIK YASASI
Kaderinizi denetlediğinizi, yaşam yolunuzu elinizden gelen en iyi şekilde bilinçli olarak planladığınızı düşünmek istersiniz. Ama ge­ nellikle duygularınızın sizi ne kadar derinden etkilediğini fark etmez­siniz. Duygularınız sizi egonuzu yatıştıracak fikirlere doğru götürür. İnanmak istediklerinizi onaylayacak kanıtlar aramaya yönlendirir. Ruh­sal durumunuza dayanarak, görmek istediklerinizi görmenizi sağlayarak sizi gerçeklerden uzaklaştırır ve bu durum yaşamınızda peşinizi bırak­mayan olumsuz kalıpların ve kötü kararların kaynağıdır. Mantıklılık, hissettiklerinize karşıt olarak, bu duygusal etkilere karşı koyma, tepki verme yerine düşünme, zihninizi gerçekten olanlara açma yeteneğidir. Doğal olarak ortaya çıkmaz, geliştirmemiz gereken bir güçtür ve bunu yaparak en büyük potansiyelimizi gerçekleştiririz.
588 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.