Lilith
@ayzenua
ah kimselerin vakti yok
durup ince şeyleri anlamaya
İzmir/Ankara
114 okur puanı
Ağustos 2017 tarihinde katıldı
"İnsan büyüleyici bir hayvan değil mi? Evcilleştirilmiş hayvanlarını ve onların yiyeceklerini korumak için milyonlarca vahşi hayvanı öldürüyor. Sonra milyarlarca evcil hayvanı öldürüp onları yiyor. Bunun sonucunda milyonlarca insan ölüyor; çünkü bütün bu hayvanları yemek sağlık koşullarını bozarak kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları ve kanser gibi dejenratif ve öldürücü sonuçlara yol açıyor. Daha sonra insan, bu hastalıkları iyileştirmek için tekrar milyonlarca hayvana işkence edip öldürüyor. O sırada başka bir yerde ise, milyonlarca insan açlık ve kötü beslenme yüzünden ölüyor; çünkü onların yiyebilecekleri besin evcilleştirilen hayvanları şişmanlatmak için kullanılıyor."
David Coats/Yaşlı MacDonald'ın Endüstriyel Çiftliği
"Yaşamak parmaklıklar arasında da olsa güzel şeydir." / İnsanlık Ölmedikçe
"Kulaklarımızı tıkıyoruz: Para para para
Kulaklarımızı açıyoruz: Kavga kavga kavga"
Okur Takip Önerileri
"Drogo ölünce tabii ki üzülürüz. Ejderhaya sahip olmak çünkü aynı zamanda khaalesi olma ve güce kavuşma ihtimalimiz. Kim takar minicik karıncayı!?"
Bayan Yanı/68. Sayıdan
"Türk Ceza Kanunu'nda hayvanlara karşı işlenen suçlar mallara karşı işlenen suçlar bölümünde değerlendiriliyor. Sadece hayvan sahipli ise ve maddi bir değeri varsa azıcık bir cezası var.. Kendi hayvanına karşı suç işleyenlerin yargılanması ise söz konusu bile değil. Evindeki eşyayı nasıl kırıp dökebilirsen evindeki hayvanı da ister asarsın, ister kesersin. Hayvanlara karşı yapılan her vicdansız davranış böylelikle suç değil kabahat sayılmaktadır. Dört ayaklılar için kurban bayramı aslında 10 gün değil 365 gün."
Bayan Yanı/68. Sayıdan
"İşlenen her suçun sebebi aslında insanın karşısındakiyle empati kuramamasıdır; ancak empati aynı zamanda eski bir mahkumun yeniden topluma ayak uydurabilmesi için de anahtar kelimedir. Halk, mahkumiyetlerin hem iyileştirici hem cezai olmasını bekliyor; ancak hapishaneden beklediklerimiz ve aslında bize sunulanlar tamamen farklı şeyler. Hapishane sisteminin bize öğrettiği ders, hapishanede bir vatandaş, kendine ya da döneceği topluma yarar sağlayabilecek bir birey olarak değil de bir mahkum olarak nasıl hayatta kalmayı başaracağımızdır."
"Hapishane deyince dünyadaki insanların hemen hemen hepsinin aklına gerçekten bir getto geliyordu; çünkü hapishanelere hükümet eliyle sadece tehlikeli tipler değil, aynı zamanda topluma uyum sağlayamayanlar, akıl hastaları, uyuşturucu bağımlıları, fakir, cahil ve kabiliyetsiz insanlar koyuluyordu onlar için. Dışarıdaki gettolar da bir bakıma hapishaneydi hem de oralardan kurtulmak bu cezaevine göre daha zordu. Aslında kentsal, kırsal ve hapishane sistemindeki resmi gettolar arasında bir döner kapı vardı."
Yeni Moda Turuncu'dan
Ama mevcut yargı sistemimiz insanların yaptıkları hataları, zarar verdikleri insanlarla bir araya gelerek telafiye çalışmak gibi bir seçenek sunmuyordu. Bunun yerine, mevcut sistemdeki "ceza infazı" günler ve geceler boyunca sürecek bir intikam alma ve mahkûmu ağır cezalara çarptırma anlayışına dayalıydı. Dışarıdan bakanlar, işte bu yüzden, mahkûmların neden içeri girdiklerinden daha bedbaht bir halde tahliye olduklarını merak ediyorlardı.
"Bir gün sana dünyada dayanılacak tek şeyin sevgi olduğunu öğreteceğim."
"Amerika... Ehlileştiremediğini metalaştırıp satmasıyla nam salmış kapitalist diyar."
"Neden yapıyorsunuz bunu kadınlara? Onun, bedeniyle size hizmet, gözünüze zevk vermesi gereken bir canlı olduğundan bu denli mi eminsiniz?"
Ne yamansınız dökme kalıplarınızla, bir şeyi onlara uydurmadan rahat edemezsiniz.
Kuş fakiri gökyüzü/küçük iskender
varsın terlesin bıyıkları on üçündeki delikanlının
varsın kanasın kızlar analarının koynunda
varsın bacağı kırık atı vursunlar
ben
ne tanrıyım ne de kul halkın önünde
halk tanrıysa kulum
halk kulsa, mecnun!
"Bir şeyden çok korkarsanız onun olmasını sağlarsınız." *sylvia plath
"Elinden geleni yaptığında birinci oluyorsan bu müthiş bir şeydir. Dördüncü oluyorsan bu da müthiş bir şeydir."
"Eğitmediğimiz, hor gördüğümüz herkes bir gün karşımıza çıkacak, üstelik silahlarla!"
"Masal saçlı kadınlar saçlarını uzatıp kulelerine aldıkları prenslerin bir başka beliğe tutunup kolayca gideceklerini bilirler içten içe. O masal saçları süpürgeye dönüştürdükleri gibi üzerine atlayıp uçuverir prensler. Kadınlar saçlarını kız kardeşlerine uzatıp kulelerine almadıkça ve geride kalan kıskanç kraliçeler, cadılar zehirli elmayı kız kardeşlerine değil onları birbirlerine kırdıranlara yedirmedikçe büyü bozulmayacak ve bu sahte masal bitmeyecek."