Bir saniye kadar duraladuktan sonra eliyle kapıyı itti. Gördüğü manzara onu hiç şaşırtrtmadı.Kendini dört günden beri, farkinda olmadan bu sahneye hazirlamış oldugunu anladi. Ortada, son günlerde evde peyda olan masa vardi ve onun etrafinda Hilmi Bey, Kaymakam izzet Bey, Şahinde oturuyorlardi. Masadan biraz azak duran bir iskemleye Yusuf* un sahsen tanidigi fakat kim oldugunu bilmedigi kir saçlı bir adam oturmus ud çalayordu. Sokak üstündeki sedirin bir kenarinda Şakirle Haci Etem kulak kulaga bir seyler konuşuyorlard. Diger kenarda, kendini bilmeyecek kadar sarhos olan Muazzez, yastiklara dayanmış duruyor ve öpmek için üzerine eğilen Jandarma Bölük Kumandan Kadir Bey e karşı kendini müdafaaya cabalıyordu. Kalpağı arkaya kaçmış ve saclari yüzüne dökülmüs olan Kadri Bey ter içindeydi. Resmì ceketinin açik duran yakasindan kıllı göğsü görünüyordu.
Sayfa 242Kitabı okudu
Cüz 19 Súre 25
35. Andolsun, Biz, Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik ve kardeşi Hârûn’u da ona yardımcı kıldık. 36. Onlara, “Âyetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin” dedik. Nihayet o kavmi yerle bir ettik. 37. Nûh kavmini de, Peygamberleri yalanladıkları vakit suda boğduk. Onları insanlara bir ibret yaptık ve zalimlere elem dolu bir azap hazırladık. 38. Âd ve Semûd kavimlerini, Ress halkını3 ve bunların arasında pek çok nesilleri de helâk ettik. 39. Bunların her birine misaller getirdik, (öğüt almadıkları için) hepsini kırıp geçirdik.
Sayfa 363 - Dinî inançKitabı okudu
Reklam
Derin bir azap yüreğimi tırmalar.
Sayfa 89 - iletişimKitabı okudu
Bakâra /⁶
Şu bir gerçek ki, inkârlarında ısrar eden kâfirleri başlarına gelecek elim bir azâb ile uyarsan da uyarmasan da hiç farketmez; onlar iman etmezler.
Sayfa 2
Doğruluğu tartışmalı olsa da, Yüan Hanedanı tarihinde Kubilay ve karısı Çabi'nin devrik Song yöneticilerine karşı tavrı anlatılır. Kubilay ile görüştükten sonra Song Dul İmparatoriçesi Şie ve İmparatoriçe Cüen'e Ta-tu'da (bugünkü Pekin) evler verildi. Soyadları Cu ve Çin olan iki yardımcıları, hanımlarının böyle aşağılanmasından o kadar utandılar ki, kendilerini astılar. Bu intiharlara çok kızan ve belki de utanan Kubilay, cesetlerini imparatoriçenin evinde sallandırdı. Çabi, Kubilay'ın bu vahşice tavrına çok kızıp, dul imparatoriçe ile imparatoriçenin Güney Çin'e dönmelerine izin verilmesini talep etti. Karısından azar yemiş olan Kubilay, yine de güneye dönmelerinin akıllıca olmadığını söyledi. Güneydeki sadık Çinliler gerginlik yaratırdı ve imparatoriçeler orada güvende olmazdı. Onun yerine Ta-tu'da kalmalarını öğütledi ve onlarla ilgileneceği sözünü verdi. Çabi, onların ihtiyaçlarıyla ilgilenmek görevini üstlendi ve anlaşılan cömert davrandı. Dul imparatoriçe, 1282 (ya da 1283) yılında ölene dek Ta-tu'da kaldı. İmparatoriçe Cüen, Budacı bir manastıra katıldı ve 1296 içinde orada öldü. Song Hanedanı'nı bu kadar kollamaları, Moğol yöneticilerin çok hayır duası almalarını sağladı.
Sayfa 89 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1. Baskı: Ekim 2015
Hadisi şerif
1389 Bize Ayyaş b. Velid tahdis etti dedi ki Bize Abdul'Ala tahdis etti dedi ki Bize Saîd tahdis etti O Katâde'den; o da Enes'ten tahdîs etti. Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) onlara şöyle tahdîs etmiştir: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) dedi ki  "Kul, kabri içine konulduğu ve arkadaşları ile cemâati geriye dönüp gittikleri zaman -ki ölü bunların yürürken ayakkabılarının çıkardıkları seslerini bile muhakkak işitir- ona iki melek gelir. Bunlar ölüyü oturturlar ve ona: — Şu Muhammed adlı kimse hakkında ne der idin? diye sorarlar. Bu soruya muhâtab olan mü'min kul: — O'nun Allah'ın kulu ve Rasûlü olduğuna şehâdet ederim, der. Bunun üzerine melekler tarafından: — Cehennemdeki oturacak yerine bak. Allah bu azâb yerini senin için cennetten bir oturacak makaama tebdil etti, denilir de o mü'min kul, cehennem ve cennetteki o iki makamını beraberce görür". Katâde: "O mü'mine, kabri içinde bir genişlik verileceği bize zikrolundu" dedi ve sonra yine Enes hadîsine döndü. Rasûlullah şöyle buyurdu: "Münafık ve kâfir olan kula gelince, ona da: — Şu kimse hakkında ne der idin? diye sorulur. O da: — Ben O 'nun hakkında birşey bilmiyorum. Ben sâdece insanların O'nun hakkında söyleyegeldikleri sözü söylerdim, diye cevâb verir. Bunun üzerine ona: — Anlamadın ve uymadın  denir ve ona demirden tokmaklarla öyle bir vuruş vurulur ki, derhâl şiddetli bir sayha ile bağırır. Bu bağırışı insan ve cinlerden başka herşey işitir Buhari Kitabu'l Cenaiz bâb 86 no 1389
Reklam
801 öğeden 391 ile 400 arasındakiler gösteriliyor.