Nebî Aleyhisselam, Cebrâil'e: " Gökyüzünü birçok defa inip çıkarken hiç sıkıldığın ve daraldığın oldu mi? " buyurdu. Cebrâil: "Üç yer hariç olmadı. Birincisi; Nemrûd, İbrahim (a.s)'i ateşe attığında ben Sidre'de makamımda idim. Bana "Habibime yetiş !" diye nida geldi. Ben de ateşe düşmeden yetiştim. İkincisi, Yûsuf'u kardeşleri kuyuya attıklarında "Kulun Yûsuf'a yetiş!" diye nida geldi. Bende makamımda idim. Kuyunun dibine varmadan yetiştim. Üçüncüsü, kafirler, Uhud Gününe nin küçük azı dişlerinden birini kırınca güzel yüzünden kan çıktı. Şöyle hitap geldi: "Ey Cebrâil ! Habibim Muhammed'e yetiş, kanı yere damlamasın." Ben de makamımda idim, indim ve kanını kanadıma aldım.
Sayfa 23Kitabı okudu
Herkes O'na giden vuslat çölünde susuzdur. O'nun ulûhiyet ve azamet sahrâsında herkes şaşkındır. O'nun nurdan ve zulmetten perdeleri vardır. Bununla beraber gizli olması zukûrunun tam ve şiddetli olmasındandır.
Sayfa 24Kitabı okudu
Rabb'inin huzûruna bî-çâre giden,
bin çâre ile döner!.
Hz. Aziz Mahmud Hüdayi (k.s)
İbn Abbas der ki: " Ateşle toprağı kıyâs etmek sûretiyle ilk kıyası yapıp bununla küfre düşen İblîs'dir."
Sayfa 35Kitabı okudu
Denilir ki: Melekler Adem'e secde edip İblîs'in yeri boş kalınca Cebrâîl ikinci defa onun yerine secdeye kapandı. Allah Teâlâ Cebrâîl'e, " Niçin böyle yaptın?" buyurunca: "Emrini yerine getirmek ve İblîs'i bu kayıptan korumak için" diye cevap verdi. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak: " O zaman sen Âdem soyundan olan peygamberlerimle beraber benim aramda elçi ol" buyurdu. Böylece Allah onu risâlet pâyesiyle şereflendirmiş oldu.
Sayfa 35Kitabı okudu
Şu da bilinmelidir ki kadının kocasına, Allah'a yapılan bir isyânın söz konusu olmadığı her yerde, itâat etmesi gereklidir. Yaratıcıyı yapılan isyanda yaratılmışa itâat edilmez. Ama bunun dışındaki hususlarda kadının kocasına itâat etmesi gerekir.
Sayfa 39Kitabı okudu
Hakikat ehlinin kavramları arasında "irâde" vardır. Mürîd iradesi olmayan demektir. Her mürîd gerçekte murâddır. Çünki o Allah'ın murâdıdır. Yani Allah onu istemiştir. Kuşeyrî (r.h.) der: "Mürîd başlangıcdır, murâd ise son merhaleye ulaşmıştır." Denilmiştir ki Mûsâ müriddir. Çünkü O: "Rabbim göğsümü aç, genişlet." dedi. Muhammed (a.s.) murâddır. Çünkü ona: "Senin göğsünü açmadık mı?" denilmiştir.
Sayfa 49Kitabı okudu
Yüce Allah, eğer kulunu tevbede muvaffak kılacak olursa, tevbesini gerçekleştirmesi için bir şeyi sebep eder.
Sayfa 53Kitabı okudu