Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Olumlu, değerli, ilerici, toplumcu bütün yazarlar iktidarın karşısındadır...
Biz iktidara karşı, iktidarın karşısında, kişiliğimizi zorla, söke söke kazandık.
Reklam
Prensipli Ressam!
Düşmek, insanları en kolay, ençok güldüren bir harekettir. Nerden, nasıl olursa olsun, düşen insanlara gülünür. Buyüzden sirk palyaçoları ikidebir düşer düşer yuvarlanırlar. Düşen insanın mevkisi, kişiliği, kudreti büyük, yüce oldukça, gülünçlüğü de artar. Herhangibir insan düşerse, şöyle bir güler geçeriz. Üniformaları içinde, tören askerleri önünden haşmetle geçen bir kral düşerse, gülmekten kırılırız. Bu bir genel kuraldır ama, ben düşen insanlara hiç gülmedim. Onlara hep acıdım. Ama kendim düştüğüm zaman, gülmekten bitürlü yerden kalkamam.
Çünkü insan, lamba yanınca ortalık aydınlanacak, ışıyacak sanıyor. Tersine, ölü gözü gibi sönüksü lambalar, karanlığı daha çok belirtmekten başka işe yaramadı.
Sayfa 105 - Nesin YayıneviKitabı okuyor
Buralarda hep şaşılası, hep kötü, hep ilkel şeyler görmek için hazırlıklı gelmişiz. Her gördüğümüz şeye, "Aaa!.." diye ağzımızı açıp şaşacağız. Sonra da birbirimize yazdığımız mektuplarda bunları bire bin katarak, ballandıra ballandıra anlatacağız. Neden böyle?
Sayfa 100 - Nesin YayıneviKitabı okuyor
Arayan Mevlasınıda bulur, belasınıda bulur.
Reklam
"Sakla samanı, gelir zamanı," demişler. Ama "sakla kızı, gelir zamanı" dememişler. Kızı sakladın mı kurur gider, bir işe yaramaz.
Sayfa 41 - Nesin YayıneviKitabı okuyor
- En çok hangi kitabınızı seviyorsunuz? Bu tür soruları benim yanıtlamam gerçekten zor. Bugüne dek (Nisan 1995) 110 kitabı olan yayınlanmış bir yazarım. Her yapıt bir çocuk sayılıyorsa şimdilik 110 çocuk babasıyım. Bu çocukların içinde sakat doğanlar, gerizekalılar da olabilir. . . Bu sorunun altında gizli bir okur kurnazlığı yatar. Böyle soru yöneltenlerin pek çoğu benim hiçbir kitabımı okumamış olanlardır. - En sevdiğim, en beğendiğim, en güzel kitabım, en kalın ve en pahalı olandır. Milliyet yayıncılık için bir kitap hazırlamayı tasarlarken işte bütün bunları düşündüm.
10 Eylül 1973... Gün ağarıyor. Yavaş yavaş sabah oluyor. Mektubuma son verip hemen acelece yapılacak işlerime, bitirilecek yazılarıma başlıyorum. Özlemle gözlerinden öperim aslan oğlum. Sana çok güvendiğimi, çok inandığımı hiç unutma. Sen benim övüncümsün. İyilik ve başarı haberlerini bekliyorum.. Aziz Nesin
Sayfa 24
Bir ahlak dersi
 Öğretmenim siz demediniz mi ahlâklı adam doğru söyler diye... —    Otur yerine... Çocuklar, ahlâk son derece iyi bişeydir. Hepiniz ahlâklı olmalısınız. Örneğin, birisine bir söz verdiniz mi, ne olursa olsun, sözünüzü tutmalısınız. —    Ama öğretmenim, babam söyledi ama adını unuttum, birisi varmış, hayatı ucuzlatacağım demiş... —    Sus bakayım... Üstüne düşmeyen işlere karışma!... Çocuklar! Ahlâk gibi iyi bişey yoktur. Ahlâk üzerine yazılan kitapları okursanız, şaşırır kalırsınız. Peygamberler bile söylüyor. Siz daha mı iyi biliyorsunuz? Ahlâk çok, ama çok iyi bişeydir. O kadar iyidir ki... Ahlâk çok iyi şeydir. Vallahi billahi çok iyi şeydir, namussuzum çok iyidir. Zırrrr!» Paydos zili çalar, öğretmen alnındaki terleri siler, —    Oooooh!... çeker.
TEKİN YAYINEVİKitabı okuyor
Reklam
Bir ahlak dersi
 Ben size ne dedim? İnsan büyüklerini örnek almalı... — İyi ya öğretmenim. Ablam anneme yalan söylüyor, annem de babama... Babam da alacaklı geldi mi, kendini evde yok dedirtiyor. —    Çık dışarı! Çık! Terbiyesiz!
TEKİN YAYINEVİKitabı okuyor
Feneryolu/İstanbul 10 Eylül 1973 Benim aslan oğlum, Senin buradan gittiğinin ertesi günü hemen annen sana mektup yazdı. "Dur hele önce Ali'den mektup gelsin" dedimse de beni dinlemedi... Okulundan memnun olduğuna çok sevindim. Anlaşılan burda sandığımız gibi pek öyle haybeden bir okul değil, baksana matematik ağır basıyor. Senin üstesinden geleceğine güvenim var. Herhalde çok zorlanmayasın, öbür derslerine vakit kalsın diye yabancı dil olarak İtalyancayı seçtin. İyi yapmışsın. Ne de olsa İtalyanca, Fransızcaya yakındır, kolay başarırsın. Peki oğlum. İngilizce hiç yok mu? Yoksa pek yazık; çünkü ingilizce çok geçerli, pek de gerekli bir dildir. Neyse onu da ilerde öğrenirsin.
Sayfa 22
Bir ahlak dersi
 Öğretmenim, yâni bu ahlâk iyi bişey değil galiba... —    Çok iyi şeydir. Ahlâklı insan doğru bildiği şeyi korkmadan söyler. —  Ama benim bir dayım var, doğruyu söylemiş diye partiden kovmuşlar. —  O başka şey... Ben size siyaset söylemiyorum, ahlâkı anlatıyorum. Söyle bakayım Oğuz, yalan nasıl bişeydir? —    Çok iyi bişeydir öğretmenim. Eğer yuttunrabilirsen çok iyidir. Evde yalan söylemesem her gün dayak yerim.
TEKİN YAYINEVİKitabı okuyor
Bir ahlak dersi
 Öğretmenim, yâni o Sokrat dediğiniz adam, bizim tanıdığımız bir demir tüccarı Ahmet Bey var, ondan daha mı ahlâklıymış? —    Çocuklar! Ahlâkın parayla pulla ilgisi yok. Tarihte öyle iyi ahlâklı insanlar vardır ki, açlıktan ölmüşlerdir. Ama ahlâklarına leke sürmemişlerdir. —    Öğretmenim, yâni bu ahlâk iyi bişey değil galiba...
TEKİN YAYINEVİKitabı okuyor
Bir ahlak dersi
   İnsanın vicdanı rahat olmalı. Bütün büyük adamlar hep ahlâklıydı. —    Eskidenmiş o öğretmenim. Bizim mahallede bir büyük adam var. Üç tane Kadillâk arabası var. Pamuk Kralı, hem de... —    Ben size büyük adam diyorum. Yâni büyük bilgin, büyük düşünür, büyük san'atçı... Meselâ Sokrat... —    Sokrat'ı tanıyorum öğretmenim. — Tabiî tanırsınız. —    Bizim tarafta dükkânı var, elbise temizleyicisi... Ama o kadar çok zengin değil. Ondan daha ahlâklı neler var... —    Ben size eski Yunan Filozofu Sokrat'ı söylüyorum. Sokrat, Aristo, Galile gibi ahlâklı olun!
TEKİN YAYINEVİKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.