Yâr hâlimden su'âl etse hemân giryân olur
Görmedim çeşmim gibi âlemde bir hâzır-cevâb
|Azmîzâde Hâletî
Sayfa 51
Rubai
Mahzûn oluruz kaçan ki dilşâd olsak
Vîrân kalırız eğer ki âbâd olsak
Ol murg-ı cefâ-perver-i aşkız biz kim
Dâma düşeriz kafesten âzad olsak
Azmizâde Hâletî
Sayfa 242 - MEB
Azmîzâde Hâletî
Defterinde nâmımız bulduk bugün cânânenin
Ölmeden gördük hele kaydın dil-i dîvânenin
*Sevgilinin defterinde bugün kendi adımızı bulduk.
Nihayet deli gönlümüzün kaydını ölmeden evvel görmüş olduk.
HİNT ve TÜRK ŞİİRİ...
- "Hint ve Türk medeniyet atılımlarında, bu yeni dillerde ve çağlarda da edebî sanatlar kuvvetle sürdürülmüştür. Ali Şir Nevaî, Nesimî, Necatî, Fuzulî, Bâkî, Hayâlî, yahya, Nev'î, Nef'î, Nail-i kadim, Azmizade Haletî,, Hâmi, Nâbî,
Nedim, Şeyh Galip, Türk şiirini dünya ölçüleriyle, âdeta ölümsüzleşmiş abidelerini sanat ve şiir sitesinde yükseltmişlerdir..."
Sayfa 43 - Şair II, Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Azmîzâde Hâletî
Defterinde nâmımız bulduk bugün cânânenin
Ölmeden gördük hele kaydın dil-i dîvânenin
*Sevgilinin defterinde bugün kendi adımızı bulduk.
Nihayet deli gönlümüzün kaydını ölmeden evvel görmüş olduk.
Sayfa 223 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Aşk ehli olup da mihnet-i hicrâna
Ben sabr iderin diyen yalan söyler imiş
Azmîzâde Hâletî
Azmîzâde Hâletî
Kesret-i bârân-ı gamdan oldı bu gülşen harâb
Mîve-i ümmîdi gâye bozdı lezzet kalmadı
{Bu gül bahçesi, gam yağmurlarının çokluğundan harap oldu: (bu yağmurlar) Ümit meyvesini bozdu, (onda) lezzet de kalmadı.}
Sayfa 28Kitabı okudu
Azmîzâde Hâletî
Dem-â-dem cuşdan hali degül bir bahr-i mevvâcam
Mahabbet arsasında pey-rev-i Mansûr-ı Hallac’am
Ne dünyadan muradum var ne hod bir ferde muhtacam
Mezellet hakidür tahtum külah-ı fakrdur tacum
Şeh-i ışkam sipihr ü aftabı taht u tac itmem
Bir abdalam ki ölsem dehre arz-ı ihtiyaç itmem
| Azmizâde Hâletî
Sayfa 1156 - Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bunalım Çağı
Azmizâde Hâleti, İkinci Osman’a sunduğu arzuhalde, yapılan haksızlıklardan, yeterince itibar görememekten, kıymetinin bilinmemesinden şikayet ederek içinde bulunduğu devrin kendisini bunalttığını ve pek çok sıkıntılar çektiğini belirtmektedir.Sistemin bozukluğu, ilim erbabına artık itibar edilmemesi, Hâleti’ye ah ettirmiş, bu bozuk yapıyı köhne bir çadıra benzetmiştir.
Sayfa 1155 - Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okudu