“Defterinde nâmımız bulduk bugün cânânenin Ölmeden gördük hele kaydın dil-i dîvânenin Azmîzâde Hâletî Sevgilinin defterinde bugün kendi adımızı bulduk. Nihayet deli gönlümüzün kaydını ölmeden evvel görmüş olduk
Azmizade Haleti-16/17.yy
Fikreyle tecceliyat-ı lütf ü kahrın Aklın varsa ne ye's gelsün ne gurur Eğer aklın varsa Allah'ın lütfunun ve kahrının tecelli edeceğini düşün de karamsarlığa ve gurura kapılma.
Reklam
Rubaî, Klâsik Türk Edebiyatı nazım biçimlerinden biridir ve edebiyatımıza İran Edebiyatı’ndan geçmiştir. Klâsik rubaî 24 değişik aruz kalıbıyla yazılır. Ömer Hayyam’ın ve Mevlânâ’nın rubaîleri ünlüdür. Türkçede ise Azmizâde Haletî, Yahya Kemâl ve Ârif Nihat Asya bu tarzın büyük şairleridir. Yeni Türk Edebiyatı döneminde aruzla olduğu gibi hece ölçüsü ve serbest vezinle yazılmış rubaîler de bulunmaktadır. Tuyuğ gibi tek dörtlükten ibaret olan bu nazım biçimine, 2000’e yakın rubaî yazmış olan Ârif Nihat Asya bazı yenilikler getirmiştir. Rubaîler, hemen her konuda olabilmekle beraber genellikle dînî, tasavvufî, felsefî ve hikemî temalarda yazılan şiirlerdir. Rubaî, bir bakıma deryâyı damlaya sığdırmak çabasıdır. Bekir Oğuzbaşaran rubaîlerini hece vezni ile kaleme alan şairlerimizdendir. Şairin son yıllarda yazdığı rubaîlerden bir bölümünü demetleyen Rubaiyyât-ı Oğuz, yaşadığımız zamana tutulmuş minyatür aynalar olmak iddiasındadır. Gelenekle günümüz arasında bağlar, köprüler kurmaya çalışan ve geleceğe yönelen bu şiirlerin beğenileceğini umuyoruz.
Ahvâl-i cihânı her zaman söyleşelim Amma gam-ı aşkımız nihân söyleşelim Ey vâkıf-ı râz-ı aşk olan ârif-i cân Ney gibi seninle bîzebân söyleşelim Azmizade Haleti Her zaman dünyada olup bitenleri söyleşelim. Ama aşkımızın kederinden gizlice bahsedelim. Ey aşk sırrına vakıf olan gönül ârifi Seninle aramıza dili, sözü sokmadan ney gibi (gönülden gönüle) söyleşelim.
Geri15
54 öğeden 51 ile 54 arasındakiler gösteriliyor.