Duygusallık hızlı ve acele tepkilere yol açarken, rasyonellik yavaş tepkiler ya da tepkisizlikler üretir. Bu yüzden duygularımız üzerine bir başkasıyla konuştukça, defterlere yazdıkça, yani onları dile tercüme ettikçe, bası yaptıkları mekanı ve zamanı genişlettiğimiz için onların şiddetli basısının yoğunluğu düşer, onlara tepki verme zorunluluğu yavaş yavaş ortadan kalkar.