Her son bir başlangıçtır, her başlangıç da bir son.
Şükrü Erbaş 'ı bir okur olarak iyi ki tanımışım diyorum. 8 yıl önce ilk olarak; "İnsanın Acısını İnsan Alır" adlı eserle yollarımız kesişmişti. O gün bugündür de okumaktan vazgeçemediğim bir yazar haline geldi. Rüyamda bile onun kitaplarını okumuşluğum var. :) İyi bir aşçı; elindeki malzemeleri iyi değerlendirir, iyi bir müzisyen ; notaları birbirine harika bir şekilde birleştirip bağlar.
Şükrü Erbaş da alanının en iyisi, anlatılmaz, mutlaka tanışılması gereken bir yazar. Nasıl ki; bir arı her çiçekten bal alıp onu sindirir, o da her konuya değinip bizim en hassas noktalarımıza dokunmayı biliyor. Ya da bir yemeğin lezzetini ortaya çıkartan baharatlar vardır, onun da eserlerini ön plana çıkartan büyülü bir dili var. Her insan özünde iyidir buna inanıyorum. Gün gecede, insan da çocukluğunda gizlidir. Bir insanın en saf ve temiz hali çocukluğudur. Bu eser; içimizdeki çocuğu yaşatıp , özümüzdeki iyiliği ve güzelliği korumamız gerektiğini hatırlatıyor. Sen kendini tanı ki insanı tanıyasın, sen özünü muhafaza et ki insanı kurtarasın. Sezen Aksu'nun da dediği gibi; "İçindeki çocuğa sarıl, sana insanı anlatır."
"Belki de kimse ölmüyor
Belki de kimse yaşamıyor
Belki de bilmemek en iyisi
Buradayız işte
Değil mi? "
İnsan sevmek için mi severdi yoksa gerçekten sever miydi? İnsan sevilmek için mi severdi yoksa sadece sevildiğine inanmak için mi severdi? İnsan nasıl sevmeliydi, güvenmeli miydi, sevmeli miydi? İnsan kaç yaşında sevmeliydi yoksa sevmenin yaşı var mıydı? İnsan severse mutlu olacak mıydı, yoksa yalnızlığa mı mahkum kalacaktı, güven duygusu sarsılacak mıydı, ebeden mi güvenecekti?..
#sessiz_papatya