s
Söz

Jane Birkin

Jane Birkin
Günlüklerini tekrar okuduğun zaman “hep aynı insan, hep aynı şikâyetler” diyordun, neydi bu şikâyetler, hep yalnızlık mı? Tam bilemiyorum… Çocukken “ben” demekte çok zorlanıyordum. Hep “siz” diyordum. Annem, “niçin ‘ben’ demiyorsun” diyerek beni azarlıyordu. Ya siz diyordum, ya da “gidiliyor”, “geliniyor”, “hissediliyor” gibi belirsiz özne kullanıyordum. İnsan yatılı okulda, herkes uyurken kendini çok yalnız, zavallı hissediyor. Uykusuzluktan yorgun düşsem de daha büyük kızlarla etüde kalıyordum ve kendimi ölü bir çantaya benzetiyordum. Tekrar okuduğumda, bana çok melodramatik geldi. Öyle yazmışım, “ölü çanta”. Ve o günlerdeki bütün günlükler, hüzünlüyken yazılmıştı. Dolayısıyla, insanın kendisiyle ilgili iyi bir intiba uyandırmıyor. İnsan neşeliyken, yazmaya vakti olmuyor. Dolayısıyla sadece acıklı, sefil düşünceler, hisler, intibalar…
Jane Birkin
"Özenle huzursuz olmak lazım"
Reklam
Jane Birkin
Evet, öyle… Sadece Serge’in gözüyle kendimi güzel buluyordum. Ve sevdiğim diğer erkeklerin gözüyle. O insanların gözüyle kendimi çekilir, tahammül edilir buluyordum. Ve hepsi çok zeki insanlardı, belki de onların yansımasıyla kendimi de daha zeki hissediyordum. Hep beyinleriyle beni büyüleyen insanlardı… Yaratıcı insanlar… Sıradan insanlar ilgimi çekmiyordu.