Belki de en sert değerlendirmeyi 1. Dünya Savaşı yıllarının sefih İstanbul'unu kaleme alan roman ve hikâyecilerden Selahattin Enis yapar. Ona göre, aşk için intihar yalnız "iflas-ı şu'ur" değil, bir çeşit "maskaralıktır". Böylelerini yere yatırıp tabanlarını kızılcık sopasıyla epeyce haşlamalıdır. Hatta kurtulanların derhâl tecrit edilip yaşadıkları cemiyete kendileri gibi deliler yetiştirmeyecek tedbirler alındıktan sonra salıverilmeleri önerisinde bulunur.