Din
Din

#takvim

#takvim
Diyanet Takvimi Ön Yüz: KURBAN BAYRAMI 4. GÜN (Teşrik Tekbirleri bugün ikindi namazı ile bitiyor.) İşte, sakınsınlar yahut hatırlamalarını sağlasın diye onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik ve onda uyarılarımıza tekrar tekrar yer verdik. (Tâhâ, 20/113) Diyanet Takvimi Arka Yüz: KUR’AN’I LATİN HARFLERİYLE OKUYARAK HATİM ETMEK CAİZ MİDİR? Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah tarafından Arapça olarak indirilmiş ilahi bir ki- taptır. Her dilde olduğu gibi Arapçada da harflerin kendine özgü çıkış yerleri ve sıfatları (fonetik özellikleri) vardır. Ayrıca Arapçada yer alan bazı harflerin, Latin alfabesinde ses karşılığı bulunmamaktadır. Dolayısıyla Kur’an’ın hatasız okunması ve harflerinin doğru telaffuz edilmesi için Arapça aslıyla okunma- sı gerekir. Kur’an-ı Kerim’in harflerinin ve kelimelerinin, Latin harfleri ile okunmasına yönelik birtakım işaretler kullanılsa bile bu durum hem okumayı güçleştirecek hem de harflerin yanlış telaffuz edilmesini tamamen engelle- yemeyecektir. Harflerin yanlış telaffuz edilmesi ise mananın bozulmasına yol açabilir. Bu nedenle Kur’an’ı, Latin harfleriyle okumak doğru olmayacağı gibi bu şekilde hatim yapılmış da olmaz. Bir Müslüman’ın, namazı sahih olacak kadar Kur’an’dan ezberinin olması gereklidir. Ayrıca namazın dışında da Kur’an okumak bir ibadet olduğu için orijinal diliyle okunması esastır. T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı
#takvim
Diyanet Takvimi Ön Yüz: “Allah’ım! Beni, iyilik işledikleri zaman sevinen ve kötülük yaptıkları zaman bağışlanma dileyen kullarından eyle.” (İbn Mâce, “Edeb”, 57) Bir kimseye bir nimet verilir de onu (hayırla yâd ederek) dile getirirse, onun şükrünü yerine getirmiş olur. Eğer onu (kimseye söylemeyerek) gizlerse ona nankörlük etmiş olur. (Ebû Dâvûd, Edeb, 11) Diyanet Takvimi Arka Yüz: YARATAN’A ŞÜKÜR YARATILANA TEŞEKKÜR İnsanın şükretme ihtiyacı yaratılışı gereğidir. Kendisine küçük bir iyilik yapana karşı bile vicdanen bir teşekkür borcu hisseden insanın, bütün nimet- leri ikram eden Yaratan’ına karşı şükretmemesi düşünülemez. İyilik yapana teşekkür etmek İslam ahlakının gereğidir. Rabbinin verdiği nimetler karşı- sında kulun O’na olan minnetini şükürle sunabileceğini belirten Peygamber Efendimiz, hem şükür sözlerini diline nakşetmiş hem de nafile ibadetleriyle Rabbine şükrünü ifade etmiştir. Geçmiş ve gelecek günahları affolunduğu hâlde çokça ibadet etmesini hayretle karşılayanlara “Allah’a çok şükreden bir kul olmayayım mı?” şeklinde cevap vermiştir. (Buhârî, Tefsîr, Fetih 2) İnsanlara teşekkür için de bize şöyle yol göstermiştir: “Kendisine bir ikramda bulunulan kişi, imkân bulduğu takdirde karşılığını versin. Bulamazsa (o iyiliği yapana) övgüde bulunsun. Çünkü (bir iyiliği) öven, şükran borcunu yerine getirmiş olur. İyiliği gizleyen ise nankörlük etmiş olur.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 11) T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı
Reklam
#takvim
Diyanet Takvimi Ön Yüz: Amasya Genelgesi (1919) Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın vefatı (1780) İlim için yola koyulan kimse, dönünceye kadar Allah yolundadır. (Tirmizî, İlim, 2) Diyanet Takvimi Arka Yüz: MEDİNE’NİN GENÇ ÂLİMİ: EBÛ SAÎD EL-HUDRÎ Hz. Peygamber’in hicreti sırasında henüz on yaşlarındaydı Ebû Saîd el-Hudrî. Kimi zaman babasıyla kimi zaman yalnız başına Hz. Peygamber’in sohbetine katılırdı. İmanla tanışan genç yüreği coştukça coştu, Allah yolunda savaşmayı arzular oldu. Güreş tutup kılıç kuşandı, ok talimlerine katıldı. Bedir Savaşı’na katılmayı çok istedi, ama yaşı küçük olduğundan Resûlullah onu geri çevirdi. Uhud Savaşı olacağında on üç yaşına gelmişti, hazırlıklarını yapıp yine geldi Allah Resûlü’ne. Fakat sonuç değişmedi. Babası şehit düşünce yetim kalan bu cesur yiğit, Peygamber Efendimiz ile birlikte ilk defa Benî Mustalik Gazve- si’nde savaştı. Ebû Saîd el-Hudrî’nin İslam’a hizmeti cihaddan ziyade ilimle olacaktı. Vaktinin çoğunu suffede ilim tahsiliyle geçiren bu seçkin sahabi, genç yaşında önde gelen âlimler arasındaki yerini aldı. İsabetli ictihadları ve fetvaları sebebiyle “Medine Müftüsü” diye anıldı. Resûlullah’ın sözleri ve yaşantısını aktardığı 1170 hadis ile sünnetin yayılmasında önemli rol oynadı. T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı
#takvim
Diyanet Takvimi Ön Yüz: Kızılay (Hilâl-i Ahmer) kuruldu. (1868) Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Dönüş de ancak Allah’adır. (Nûr, 24/42) Diyanet Takvimi Arka Yüz: İHRAMIN SEMBOLİK DEĞERİ Hac, sembollerden oluşan bir ibadettir. İhram da bunlardan biridir. İhram, bir kavram olarak hac ve umreye niyet eden kişinin, diğer zamanlarda yapması yasak olmayan bazı fiil ve davranışlarından uzaklaşmasıdır. İhrama giren erkekler, başları açık bir vaziyette kefene benzeyen beyaz iki beze sarılırlar. Kadınlar da yüzleri açık bir vaziyette günlük giysileri ile ihrama girerler. Böylelikle Allah katında herkesin eşit olduğu, insanlar arasında dünyevi fark- ların bir anlamı olmadığı, her türlü sosyal statüden sıyrılıp, sadece Allah’ın kulu olduğu hakikatini ortaya koymuş olurlar. Üzerlerindeki ihramları ile birlikte âdeta kefenleriyle kabirlerinden kaldırılmış, yalın ayak baş açık bir şekilde mahşerdeki toplanmanın bir provasını yapar hacılar. İhramın beyaz rengi masumluğun da bir simgesidir. Hac sonrasında başlanacak hayatın tertemiz, Allah’ın emir ve yasaklarına uygun olacağı yönündeki kararın da sembolüdür. T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı
#takvim
Diyanet Takvimi Ön Yüz: Hz. Ali (ra) halife seçildi. (656) Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve herkes yarın için ne hazırladığına baksın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. (Haşr, 59/18) Diyanet Takvimi Arka Yüz: AHİRET GÜNÜ Hz. Peygamber’in Safa Tepesi’nde “Haberiniz olsun ki ben şiddetli bir azap öncesinde sizin için gönderilmiş bir uyarıcıyım.” (Müslim, Îmân, 355) dediği zaman- dan itibaren bir ömür boyu insanları hakkında uyardığı bir gün vardır: Ahiret günü. Geleceği kesin olan bu günün varlığına inanmak mümin olabilmenin vazgeçilmez bir şartıdır. Tüm insanların kabirlerinden çıkacağı, yeniden diri- lişin yaşanacağı, bazı insanların yaya bazı insanların binekli bazılarınınsa yüz üstü sürünerek bir araya geleceği toplanma günüdür o gün. “Bir yığın kemik, bir yığın toz olduğumuz zaman mı yeniden diriltilecekmişiz?” (İsrâ, 17/49) diyerek Resûlullah’ı ciddiye almayanların ve bu günün geleceğine inandığı hâlde pervasızca yaşayan insanların aldandıklarını anlayacakları gündür. Herke- sin dünya hayatında yaptıklarının karşılığını göreceği hesap günüdür o gün. Malın mülkün hükümsüz kaldığı, aile, akraba ve dostun fayda sağlamadığı bu gün, kişinin tek sermayesi dünyada işlediği iyilikleri ve salih amelleridir. T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı
#takvim
Diyanet Takvimi Ön Yüz: Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sas) vefatı (M. 632-H. 11 Yılı Rebiü’l-Evvel Ayı) Hz. Ebû Bekir (ra) halife seçildi. (632) Her kim Allah’a kavuşmayı dilerse Allah da ona kavuşmayı diler ve her kim Allah’a kavuşmayı hoş görmezse, Allah da ona kavuşmayı hoş görmez. (Buhârî, Rikâk, 41) Diyanet Takvimi Arka Yüz: MEDİNE’NİN EN KARANLIK GÜNÜ Enes b. Mâlik’in hiç unutamadığı iki gün vardı. İlki Allah Resûlü’nün Medi- ne’ye geldiği gündü. O günden daha güzel ve daha parlağını görmemişti hayatı boyunca. Hz. Peygamber’in gelişiyle birlikte Medine’deki her şey aydınlanmıştı sanki. Enes b. Mâlik’in unutumadığı diğer gün ise Allah Resûlü’nü vefat etmeden son kez sabah namazında gördüğü gündü. Allah’ın Elçisi yedi sekiz gündür ağır hastaydı. Bu yüzden mescitte namazları Hz. Ebû Bekir kıldırıyordu. O gün de sabah namazı için sahabiler saf tutmuşlardı. Biraz sonra mescide bitişik olan Hz. Aişe’nin kapısındaki perde aralandı. Hastalığına rağmen yüzü Mushaf yap- rağı gibi güzel ve parlak olan Sevgili Peygamberimiz, ashabını izliyordu oradan gülümseyerek. Hz. Peygamber öğle vaktine doğru “Refîk-i A’lâ’ya/En Yüce Dosta” diyerek Rabbine kavuşmak üzere son nefesini verdi. Enes b. Mâlik, hayatında o günden daha karanlık ve daha kötü bir gün görmemişti. Hz. Peygamber’in vefa- tıyla birlikte Medine’deki her şey âdeta karanlığa gömülmüştü. T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı
Reklam
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.