"Geceleri tepemizden geçen savaş uçaklarının
gürültüsüyle uyanmıyorduk. Karşı kıyıda, kraterler açan bombalar patlamıyordu. Sabah uyandığımızda kimyasal gaz soluyarak yanmıyorduk. Derimiz soyulmuyor, saçlarımız dökülmüyor, yediğimiz radyasyon yüzünden her an ölebileceğimiz korkusuyla yaşamıyorduk. Mutluluk bu kadar basit bir şeydi. Varlıkla değil, yoklukla ölçülüyordu. Yaşamı tehdit eden unsurların yokluğu
mutluluğun kendisiydi."