10/10 puan verdi
·
Beğendi
. İçindeki öyküleri konuşturan, aslında konuşulmayanı dile getiren sıradışı bir öykü kitabı ‘Konuşan Öyküler’. Bazen konuşulmayan, herkesin bilip dile getirmediği konular vardır yaşamın içinde. Kitap, kulaklarımızı kapattığımız böylesi konuları tema edinmiş bir eser. Bazen bir baba oğul ilişkisi üzerine, bazen ikili ilişkilerdeki sorunlara değinen öykülere yer verilmiş. Kimi zaman sabrı, kimi zaman kötülüğü ihaneti anlatır ama hep bir taraftan yarımdır öyküler. Yazarın öyküleriyle okuyucuyla konuştuğu, dokuz adet öykü var kitapta. Konuşulmayanı konuşturan bir iç sesin yankılanışı her bir öykü. Akıcı ve kolay okunan ama düşündüren öyküler her biri. Aldatma, ihanet gibi insana dair ama sıradışı duyguları ile, aile ilişkileri üzerine ilerleyen öyküler yanında, sabrı, iyiliği, kötülüğü de sorgulatan öyküler mevcut. Öykü kitabı sevenlere sıradışı bu öykü kitabı tavsiyemdir. #KonuşanÖyküler ^ ^ #alıntı Aşık adam bir de hırs yaptı mı, zamanla aşk gider, safi hırs kalır insanda. Safi hırs da aynı az alınmış zehir gibidir. Ne öldürür ne yaşatır adamı. ^ Tanrı sustuğunda dedi bu kez büyükannem, insanlar onun adına konuşurlar !... ^ ^ #küsüratyayınları #yusufrehaalp #öykü #hikaye #bloghemsire #edebiyat
Konuşan Öyküler
Konuşan ÖykülerYusuf Reha Alp · Küsurat · 201828 okunma
İki Çeşit Müslüman
Yarı Müslümanlar: Bazı insanlar Allah'a ve elçisine inançları olduğunu ve İslam'ı din olarak seçtiklerini söylerler ama İslamı hayatlarının belirli bir bölümüyle sınırlarlar. Ve bu sınırlar çerçevesinde İslam'a büyuk bir bağlılık gösterir, toplu namaz törenleri düzenleyip tesbih çekerler, yiyecek ve giyeceklerine, diğer toplumsal
"Türk ve Moğolların kabile ve aile ananesinde ise, baba ocağını devam ettiren çocuk, en küçük oğuldu. Bunun için Türk masallarında da en büyük önemi, küçük oğullara verilmişti. Diğer oğullar evlendikten sonra baba ocağından dışarıya çıkarlar; fakat küçük oğul, hatunuyla baba ocağında kalırdı. Bu sebeple babanın mirasının büyük kısmı da küçük oğlu'na kalırdı.."
96 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
48 günde okudu
ÇİSEM ASLAN//SARI KAPI Kitap yorumuna geçmeden önce sevgili Çisem Hanıma teşekkürlerimi sunuyorum kalemi daim olsun Öykü severlere şahane bir öneri ile geldim:) 7 farklı hikayeden oluşan Sarı Kapı'nın ilk hikayesi olan Hermesa'nın baba ve annesinin sadece erkek evlatlarına kıymet vermelerini, kız evlatlarına iffetsiz,kirli gözü ile bakılmasını konu ediniyor. Günümüzde de pek sık karşılaştığımız hikaye türlerinden değil mi? En beğendiğim hikayelerden biri diyebileceğim Mitolojik türde olan Kehanet. Hafif gerçeklik barındıran tatlı bir kurguydu ve kitap isminin alındığı hikaye.. Epephania Kralığının tek vârisi olan prens Maurice... Taht kavgaları başlar baba ile oğul arasında, taht'a çıkmak için babasının canını alması gerekir. Kendi hırsları için kaç masum cana kıyacaktır Maurice?
Sarı Kapı
Sarı KapıÇisem Arslan · Mahal Edebiyat · 20245 okunma
Ortakyaşam İlişkisi
Güçlü görünümlü erkeklerden korku, vaktiyle anneyle özdeşleşmiş ve onunla bir ittifak kurmuş olmanın kalıntılardır. Bir başka deyişle, arada bir kadın olmasa ve onu saldırgan bir erkeğe karşı koruma görevi üstlenilmemiş olsa, böyle bir korku da gelişmeyebilirdi. Ancak mağdur anneden yana çıkmanın esasen çocuklarından uzak bırakılmış babayı daha da dışlama anlamına geldiği göz önünde bulundurulduğunda, bazı babaların oğullarını neden kıskandıkları ve bu durumun baba-oğul ilişkilerini nasıl bir çıkmaza sokabileceği de anlaşılabilir.
Geri dönüş:
Artık itiraz etmedi; birdenbire eski okumalardan, filmlerden, kendi belleğinden ve belki de atalarıkinden su yüzüne çıkan resimlerle büyülendi: yaşlı annesine kavuşan kayıp oğul; bir zamanlar zalim bir kaderin kendisinden koparıp aldığı sevdiği kadına geri dönen adam; herkesin içinde taşıdığı baba evi; çocukluğun kaybolan adımlarının izlerinin kaldığı yeniden keşfedilen patika; yıllarca dolaştıktan sonra adasını tekrar gören Odysseus; geri dönüş, geri dönüş, geri dönüşün o büyük sihri.
274 syf.
·
Puan vermedi
#gayeboralıoğlu'nun @iletisimyayin 'dan çıkan #dünyadanaşağı kitabı "Okumak istiyorum ama nereden başlayacağımı bilmiyorum","Bir süreden beri kitap okuma motivasyonumu kaybettim, nasıl geri kazanabilirim?" diyorsanız; inanılmaz akıcı ve sade diliyle bir çırpıda okunan, bu tarz sorunları yaşayan okurlar için de bir başlangıç noktası olacaktır. Kitabımın ana karakteri Hilmi Aydın üzerinden baba oğul ilişkisinin çıkmazlarını,babasının gölgesinde büyümeyi değil kaçmayı deneyen ve bu yüzden de bir türlü yetişkin bir birey olamayan erkek figürünü çok anlaşılır bir dilde okuruna sunuyor yazarımız. Kitap sürpriz bir sonla beklenmedik bir şekilde son buluyor. Ana karakterimiz baba-oğul ve kendi osolmaüreceni tamamlayamazken, üçüncü kuşak oğlun kendisine bu fırsatı tanıma çabası okurun zihninde soru işaretleri bırakarak aramızdan ayrılıyor.
Gaye Boralıoğlu
Gaye Boralıoğlu
Dünyadan Aşağı
Dünyadan AşağıGaye Boralıoğlu · İletişim Yayınları · 2018600 okunma
EFELYA'dan... ........ Elif, Ferhat'ı daha yakından tanımak için, çocukluğuna dair hatıralarını anlatmasını istedi ondan; sonra sesine bir avuç fesleğen katıp: “Dur, önce anneni anlat, çok merak ediyorum, yaşıyor değil mi?” “Yaşıyor değil mi?” cümlesiyle Ferhat birdenbire dağılmıştı. “Hayır, yaşamıyor; çocukken kaybettim
191 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 günde okudu
Sükûnetle Yaşayıp Coşkuyla Ölmek
“Dünya sana verecek ne dert, ne zevk bulabiliyor, dünyayı perişan ediyorsun.” İnsanlar vardır. Bir de başka insanlar vardır. Yazarlar vardır. Bir de ‘başkalarını’ yazanlar vardır. Bu başkalarını sokaklarda yürürken, lokantada yemek yerken, okulda öğretmenin sorusuna cevap verirken, bir bankta oturup denizi seyrederken ve hayatın daha nice
Coşkuyla Ölmek
Coşkuyla ÖlmekŞule Gürbüz · İletişim Yayınevi · 20211,885 okunma
198 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
"Vicdanımız kuruyor. Babalarını erken kaybetmiş yetim çocukların masum başlarını koyacakları göğüsler çok tan çöktü, farkında mısınız? Göğüs çöktükçe zulüm tepemizde kalıyor. Kavisli ve dolaşık geçmişimizse, bozuk düzenimizin telleri olmuş. Duyduğunuz sesler bu yüzden içli ve bu kadar derinden geliyor. Şimdi bir türlü sığamayıp, delice bir kavgaya tutuştuğumuz, adına Anadolu denen şu kadim topraklarda, binlerce yıl önce hüküm sürmüş, bir Hitit kralının oğul larına bıraktığı vasiyete bakın isterseniz: 'Öldüğümde beni, usulünce yıkayın, göğsünüze yaslayın ve toprağa bırakın. Bu kadar." Hayatın en yalın ve en efsunlu meseleleri, ölüm ve yaşam, anne-baba-çocuk arasındaki zor muhabbet, büyümek ve yaşlanmak üzerine... Vefalı bir oğulun gözüyle. Bilhassa ölümün, ölümle başetmenin olağanüstülüğü ve olağanlığı üzerine... "Alışmaya" direnen bir hekimin gözüyle. Taşranın sıcak kucağı ve serin kasveti üzerine... Orayı hem içinden hem dışından bilen bir evladının gözüyle. Türkiye'nin ipin ucundaki yakın tarihinin gölgesi... Kalbi avucunda birinin gözüyle.
Ercan Kesal
Ercan Kesal
' dan, aynanın kenarındaki fotoğraflar misali hayat parcaları, sohbet makamında insan hikayeleri. Okuyun, tavsiye edin. Zira ben sizlere naçizane tavsiye ediyorum. Eminim seveceksiniz.
Peri Gazozu
Peri GazozuErcan Kesal · İletişim Yayınevi · 20194,046 okunma
Babasız (fiziksel veya duygusal) büyüyen erkeklerde ataerkinin etkisi
Babaları ortalıkta olmayan genç erkekler bu arzunun yarattığı krizi en derin haliyle hissediyor gibi görünüyor. Gerçek bir yetişkin erkekle kurulan pozitif bağın yok­luğunda, bu genç erkeklerin ataerkil idealin abartılı erkekliğini kuşanma ihtimalleri daha fazla oluyor. Yeterli derecede erkek olamama korkusu çoğunlukla öfkeye dönüşüyor. Birçok ergen erkek kızgın; çünkü baba ve oğul arasındaki duygusal bağ fantezisi ve orada olacağını hayal ettikleri sevgi hiçbir zaman gerçeğe dönüş­müyor. Bu bağın yerine sadece boş bir arzu alanı var. Fantezinin gerçeğe dönüşmeyeceği, "baba yarasının" iyileşmeyeceği açığa çıktığında bile oğlan çocuklar bu boş arzuya tutunurlar. Bu, onlara bir tür arayış ve amaç verebilir, böylece bir gün o babayı bulacak­larını ya da çocuk sahibi olup hayalini kurdukları babaya dönüşe­ceklerini düşünürler.
Sayfa 62 - Bgst Yayınları, 2.Basım, Haziran 2021.
Abrakadabra: İbranice "ab" baba, "ben" oğul, "Ruak Akadaş" Kutsal Ruh anlamına geldiği veya Gnostik Hristiyan tarikatlarca Yu­nanca Tanrı anlamında kullanılan ve tılsımlı taşa yazılan "abrasaks" sözcüğünden kaynaklandığı söylenir. Sıtma, diş ağrısı ve ateşli hastalıklara karşı kullanılmıştır.
Alemlere rahmet olarak gönderilen nebiler serdarı, efendimiz Hz. Muhammed Mustafa'nın (s.a.v) dünyayı şereflendirdiği günde bana bir erkek evlâd vererek, ikinci defa baba olma bahtiyarlığı veren Rabbime, O'nun (c.c.) ilmince hamd-û sena olsun. Emanetine layıkıyla bakmayı, emaneti aldığında da verdiği gibi şükretmeyi nasip etsin... Rabbim sana imanlı bir yaşam ve imanlı bir ölüm nasip etsin oğul... Hamd alemlerin Rabbi olan Allahadır... Bolca dualarınızı bekleriz kardeşler...🌹
Baba-Oğul
İkisi de birbirlerinden o kadar ayrı âlemlerde yaşıyor, öyle uzaklardan bakıyorlardı ki aradaki boşluğun sadece kelimede kalan bir babalık ve oğullukla dolması imkânsızdı.
Sayfa 84 - Dergâh yayınlarıKitabı okudu
176 syf.
10/10 puan verdi
Bir Altun klasiği ve efsanesi. Tiradın sonu. Benzer minvalde pamuk ipliğine bağlı baba-oğul ilişkisi, Avrupa'ya uzanan eğitim serüveni, paşazadelik, musevilik, bibliyofili, Fellini, İstanbul Anadolu yakası gibi bir çok mihenk taşı mevcut. Sir Richard Burton'ın hayatı (Bin Bir Gece Masalları, Lawrence'e ilham olan bir gayrimüslimin
İşte Geldim Deniz Kenarı
İşte Geldim Deniz KenarıSelçuk Altun · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202333 okunma
Resim