Her şey, kötüye gitmeye meyillidir. Ama insanı yaşatan bir umut vardır. ''Her şey bir gün güzel olacak. /Her şey güzel olabilir./ Her şey bir gün güzel olmak zorunda.'' Biz, bu umuda tutunarak yaşarız. En karamsarlığa düştüğümüz anda bile, bu zamanla geçer ve biz yaşamaya devam ederiz.
Gündem taciz, tecavüz. Şimdilerde daha süslü bir ifadesi
Aslında her şeye rağmen bir sorun da var; öncelikle analar babalar çocuklarını bu kadar yalnız ve başıboş bırakmamalılar; ayrıca onlara, dillerini tutmalarını ve büyüklere karşı saygılı olmalarını öğretmeliler.
Akılsız analar ve akılsız babalar çocuklarına başkalarının çocuklarından çok daha iyi koşullar sağlama hırsıyla geriye dönülmesi çok güç bir yarış başlattılar. Bu gözü dönmüş insanların tek telaşı çocuklarıyla birbirlerine parmak ısırtmaktı. Yarış bu çocuklara ne kazandırırdı? Bir hiç. Ana dilini bile doğru dürüst konuşamayan bu insanlar, bu genç insanlar değer diye yalnızca bir takım değersiz
şeyleri tanıdılar. Ellerindeki bilgisayarla birileriyle dostluk kurmayı ya da boşa vakit harcatan oyunlar oynamayı biliyorlardı ama basit bir araştırmanın nasıl yapılabileceğinden haberleri yoktu. Bu yarışta yer alabilmek için orta halli babalar hatta yoksul babalar yok yanlarından kurs paraları ödemeye başladılar. Bu yarış yalnızca birilerinin büyük paralar kazanmasını sağladı, o kadar.
"Bir insana hiçbir şey öğretmek istemiyorsan ona herşeyi öğretmeye çalış. Her zaman işe yarar."
Sevgili Mavi, seninle tanıştığım için çok memnun oldum. Geç de olsa senin hormonlarını, beynini, fizyolojik ve psikolojik gelişimini öğrenmekten çok mutluyum. Sevgili Duygu kitabı önerdiğin için çok teşekkür ederim.
Bu dünya da en çok anne
"Ahmet Altan bu kitapta yer alan dört yazısı için açılan dört davada toplam 24 yıl hapis istemiyle yargılanmış ve beraat etmiştir."
Asıl mesele düşünmek ya da düşünmemek değil, düşüncelerini söylemek ya da söylememektir. Çünkü kafanız ne ölçüde suçlu, bunu ortaya çıkarmış olursunuz. Üzerinizde birkaç inceleme ve tahlil yapılır, sonra