Anahtar sözcük: Sevgi… Artık bütün albenisini yitirmiş, bayağılaşmış ve aşınmış bir sözcük: Sevgi… Her yerde aynı bıktırıcı sözcük yineleniyor; her yerde sevgi mağdurları, sevgi kırgınları, sevgi yorgunları ve o mağduriyetlerin, kırgınlıkların, yorgunlukların enkazından beslenen sevgi tüccarları, sevgi ihraççıları… Sevgisiz hayatların sahtekâr
Akıllı olsun derler analar babalar Oğulları doğduğunda. Ben ise aklımla İçine ettim tüm yaşantımın. Şimdi, yalnızca Bilgisiz ve düşüncesiz biri Olmasını diliyorum oğlumun. O zaman rahat bir yaşam sürer işte Bakan olarak kabinede.
Sayfa 20 - Bir Oğul DoğarkenKitabı okudu
Reklam
Akıllı olsun derler analar babalar Oğulları doğduğunda. Ben ise aklımla İçine ettim tüm yaşantımın. Şimdi, yalnızca Bilgisiz ve düşüncesiz biri Olmasını diliyorum oğlumun. O zaman rahat bir yaşam sürer işte Bakan olarak kabinede.
Roger'in eski yaşantısına bağlı ve gözle görülmediği halde henüz güçlü kalan kesin yasaklar, bu alanda egemendi. Analar babalar, okullar, polisler, yasalar, çömelen küçüğü korumaktaydı. Roger'in varlığından haberi olmayan, yıkılıp giden bir uygarlık, Roger'in kolunu koşullandırıyordu hâlâ.
Sayfa 70 - Türkiye iş bankası yayınları
O ölmeyen şey hayaldir. İnsan ölür, beden ölür ve hatta devlet bile ölür ama hayal ölmez. Mutlaka o hayale sahip çıkan birileri çıkar. Hem babalar analar çocuklarına miras diye sadece mal mülk bırakmaz ki, hayalde bırakır.
Sayfa 15 - Nesil yayınlarıKitabı okudu
WATTPAD - ADEN 77.
"Aylarca karnında büyüt, yıllarca kendinden katıp emek ver. Çok sev, gözünden sakın sonra şerefsizin biri çıkıp gelsin o gözünden sakındığını katletsin... Ne güzel dünya değil mi?" sinirle güldü Yusuf... Aslan dudaklarını ısırıp boğazındaki ağırlığı gidermek için yine yutkundu. Boğazını temizlemek için çabaladı ama o çabaladıkça burnunun direği sızlıyor, gözleri yaşarıyordu. "O anne babalar günlerce arıyorlar çocuklarını. Önlerine çıkan her polise, savcıya, hakime bulun çocuğumu diye yalvarıp diz çöküyorlar... Sonra bir telefon geliyor savcılık makamına. Şu adreste kimliği belirsiz ceset, kalkıp gidiyorsun... Bakınıyorsun etrafa. İncelemeler yapıp o ölmüş bedenin başında saatlerce durup kritik yapıyorsun... O koku, o görüntü... Yemek yedirmiyor, su içirmiyor, uyutmuyor... Tiksiniyorsun ister istemez. Yananlar, suda boğulanlar, yüzü dağılanlar, deforme olanlar... Türlü türlü... Bakamıyorsun kolay kolay, sonra geliyor bir polis sana veriyor dosyayı. O dosyadan bir fotoğraf çıkıyor Aslan... Gördüğün cesetle o fotoğraftaki insanın alakası yok!" avucunu dudaklarına sürtüp sustu Yusuf. Boş bakışları koridorun beyaz duvarlarında gezindi. "Senin, benim, polislerin hatta adli tıpçıların bile bakamadığı o cesetlere analar babalar bakıyorlar. Sarılıyorlar, öpüyorlar..." ADEN 77.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.