Bir Yunus Sürüsünün intiharı ile başlıyor hikaye..
İnsanın içindeki kin, nefret, öldürme, kirletme isteği ve evrendeki güçlerin buna karşı verdiği mücadeleyi konu alıyor kitabımız..
"Güneş, kara saçlı ve vücudu tüylerle kaplı doğup doktorları şaşırtmıştı. Eli, yüzü gök gibi parlak, ağzı ateş gibi kızıl, gözleri simsiyahtı..Hemen güneşçe konuşmaya başladı, emeklemeden koştu. Bir uçmadığı kalmıştı. Ne zaman 'anne' diyecek diye beklerken, o kendi dilinde mır mır şarkılar türküler söylemeye devam etti.
Kimsin sen Güneş?
Çok çok uzun bir planetten kara bir yoğunluğa doğru yola çıkmak için hazırlığa başladım.Görevimi en iyi şekilde yapabileceğim anne ve babamı seçtim. Atımı eyerleyip yola koyuldum.Bir kara deliğe girip zamanlardan geçip bir girdaptan aşağıların en aşağısına indim.Topağa ulaştığımda bir mağaranın ağzında buldum kendimi. Altın ışığın tınısıyla titreşen bedenim yerini fiziksel beden denilen yeni bir elbiseye bırakmıştı. Bu halimle ben, başka bir bendim artık.