Bir dünya ki renkleriyle gözlerimi dolduran . Ruhumu ait olmadığı konaklarla kandıran. Beni bana unutturan. Bazen derde boğup feleğe küstüren bazen de sevince boğup başımı döndüren...(E. Ç.)
Sonunda insanın içine işleyen en büyük bilgeliğin inancın verdiği cevaplarda
saklı olduğunu cevapları mantık temelinde reddetmeye hakkım olmadığını anladım.Her şeyden çok cevapların tek başına hayata dair sorulara bir yanıt olabileceğini anlamaya başladım.
... İşte ben (delilik), insanların kendilerini boğdukları bütün dertleri birbirinden ayırarak hafifletmesini bilirim;ölümlülere dağıttığım cehalet ve gafletle onlara bazen daha mutlu bir talihin tatlı ümidini yollar, bazen ayaklarına sevimli şehvetin bir günlük güllerini serperim;iyiliklerim onları cezbeder ve ecel perisi eğirecek ipliği kalmamış, hayat onları kendiliğinden terk etmiş gibi olunca bile hayat için en ufak bir nefret duymak şöyle dursun, onu bırakmaya yöneltmesi gereken sebepler ne kadar artarsa, onların da hayata bağlılıkları o kadar artar...
Güç, hareket için gerekli beceri veya kapasite, bir şeyi tamamlamak için gereken kuvvet ve etkidir. Tercihler yapmak ve karar vermek için gereken temel enerjidir. Dahası kökleri derinlerdeki alışkanlıkların üstesinden gelmek ve daha etkili, daha üstün yenilikleri ortaya çıkarmak için gereken kapasiteyi de içerir.