208 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
Bir Yaşam
Ben sadece kendi ülkemin şairinin eserini okurum başkasının dili uymuyor, uysa bile çeviri şiir orijinal anlamını taşımıyor diyenlerdenseniz Henrik Nordbrandt'ın şiirleri karşısında şaşırmaya hazır olun. Aslen Doğu Dilleri Bölümü mezunu olan Danimarkalı yazarımızın ilk şiirlerinde (bu dönem Soğuk Savaş yıllarında) kentlerdeki toplumsal çözülmeyi şiirlerine konu edinmiş. 1970'lerde ise sık sık geldiği Akdeniz, Türkiye ve Yunanistan, şiirlerinde kendine büyük bir yer tutuyor. Buraların güzelliklerini betimlerken ise edebi bir kaygıdan fazlasıyla uzak. Denemelerinde de sık sık Türkçeye olan aşkını dile getiren yazarın şiirlerinde Türkçe kelimelerle yaptığı oyunlar, memleketimizin güzelliği anlatan dizeler ve hayranlıktan öte olarak adlandırabileceğim bir sevgi var. Üslubundan bahsetmem gerekirse kullandığı biçim bize hiç yabancı değil Yunus Emre ve Orhan Veli'den de etkilenerek oluşturduğu üslubunda Kavafis'in etkileri görülünce eşi benzeri olmayan bir tarz yaratmış oluyor. İmgelerde ise en çok kiraz ve badem ağaçları ayrıca gülü görüyoruz. Sevgiliye seslenirken ki anlatımı ise kesinlikle okumaya değer. 'Bir Yaşam' adlı şiirinde ise belki bizi bizden daha iyi anlatıyor... #bikottiokuyor
Her Sözcüğü Bir Aşk İlanı Gibi Duyumsuyorum
Her Sözcüğü Bir Aşk İlanı Gibi DuyumsuyorumHenrik Nordbrandt · Can Yayınları · 201291 okunma
96 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
Bir yazar büyük ölçüde okunmak için yazar ( tersini söyleyenlere hayran olalım ama inanmayalım) bu kadar açık sözlü yola çıkarsan herkes bir sonraki sayfada neler var diye merak eder. Bir dostuma bakılırsa, bir adamın her zaman iki kişiliği vardır, kendi kişiliği, bir de karısının yakıştırdığı. Bölümler Minotauros ya da Oran Molası, Badem Ağaçları, Prometheus Cehennemde, Geçmişi olmayan kentler için küçük rehber, Helena'nın Sürgünlüğü , Gizelem, Tipasa'ya Dönüş ve Denizin Bağrında.
Yaz
YazAlbert Camus · Can Yayınları · 20211,924 okunma
Reklam
160 syf.
·
Not rated
·
Read in 9 hours
“Peteğin dibindeki küçük bir yumurta iken, bugün çiçekten çiçeğe uçusan bir bal arısıyım. Altı hafta yaşındayım. Bu bizler için uzun bir süre. Benim kadar faal bir hayat sürseydiniz, altı hafta içinde dünyanın çevresini üç kez dolaşırdınız. Yoruldum artık. Ama ömrümün tek bir dakikasını boşa geçirmedim. Ben artık iyice yaşlandım çocuklar. Hayatım boyunca kendime hep şu soruyu sordum: "Neden bu kadar çok bal yapıyoruz?” Çünkü bir kovan dolusu arının yiyemeyeceği kadar çok bal biriktirmiştik. Bugün sorumun cevabını öğrendim. Kovanların sahibi gelip ballarımızı aldı. Demek ki, insanların bala ihtiyacı vardı. Biz bilmeden onlar için çalıştırılmışız. Bal sever misiniz? Sakın "Hayır!" demeyin. Çok üzülürüm. Ben hayatım boyunca siz bal yiyesiniz diye çalıştım durdum. Hiç pişman değilim, yeter ki siz, o pırıl pırıl tatlı balı ekmeğinize sürüp yerken, bir an için beni düşünün ve benim gibi milyonlarca arıyı siz bal yiyesiniz diye gece gündüz çalıştıran Rabbimize, "Benim için arılara bal yaptırdığın için, Seni çok seviyorum Allah'ım!" deyin. Hoşçakal günlüğüm, hoşçakal dünya, hoşçakal çiçekli küçük tepecik, badem ağaçları, mor salkımlar, hanımeli çiçekleri ve hoşçakalın bal seven çocuklar!” O küçük, zifiri karanlık kovanlarda, binlerce arıyla, mükemmel bir iş bölümü sonucu gerçekleşen mucizelere tanıklık etmek için okuyunuz!
Şu Acayip Arılar
Şu Acayip ArılarÖzkan Öze (Tarık Uslu) · Uğurböceği · 2013315 okunma
384 syf.
·
Not rated
Neden hiç ağaç yok ? " diye sordum sürücüye. " İsrail bu bölgedeki ağaçları söktü. " dedi sürücü. " Ağaçların güvenliklerine karşı nasıl bir tehdit oluşturduğunu düşünsenize: Tanklarından birinin tepesine bir portakal düşebilir. " Beni cokca uzen etkileyen bir kitap oldu..Mutlaka sizdede bircok seye karsi farkindalik olusturacaktir. Ama anlatimi, tarzi asla bir Ucurtma avcisi kadar etkileyici degil.
Badem Ağacı
Badem AğacıMichelle Cohen Corasanti · Pegasus Yayınları · 20153,271 okunma
440 syf.
10/10 puan verdi
Ey Güzel Kırım!
Cengiz Dağcı'nın 1988 yılında kaleme aldığı kitabı Anneme Mektuplar. Kızıltaşlı yaşlı bir adamın, ölen annesine yazdığı mektupları içeriyor. Kitapta toplam 15 mektup mevcut. Mektupları da ne yazık ki yanıtsız... Ama yanıt bulmak için yazmamış. Nedenini sayfa 356'da şu sözlerle ifade etmiş: "... Zaten mektupları yazmaya başlamamın başlıca
Anneme Mektuplar
Anneme MektuplarCengiz Dağcı · Ötüken Neşriyat · 201696 okunma
128 syf.
·
Not rated
·
Read in 6 hours
"Anlatsana orayı George" dedi Lennie. "Daha dün akşam anlattım ya." "Olsun, yine anlat George." "Tamam anlatıyorum işte. Beş dönüm bir arazi. İçinde küçük bir yel değirmeni var. Bir de küçük bir kulübe ve bir kümes var. Kulübede mutfak da var. Meyve bahçesinde kiraz, elma, şeftali, kayısı, badem ağaçları var. Yonca kaplı bir tarla ve onu sulayacak bol bol su da var. Bir de domuz ahırı... " " Ve bir de tavşanlar var ya George. " -Biri zeki ve starejiyle yoğrulmuş, diğeri çocuk akıllı, dev cüsseli bir adamın, iki mevsimlik işcinin dostluk hikayesini anlatıyor bu kitap. Kaldıkları yatakhanenin duvarlarına, yüklendikleri arpa çuvallarına her gün yeni hayallerini asıyorlar; biraz toprak, kendilerine ait bir arazi, tavuklar, yonca tarlası ve tabiki Lennie'nin özenle besleyeceği beyaz tüylü tavşanlar... Bu iki dostun düşleriyle büyüyen kitapta özellikle Lennie'ye değinmek istiyorum. Tek seferde bir kaç kişiyi perişan edecek güce sahip olan bu koca adam, cüssesinin büyüklüğü kadar devasa bir saflığa sahip. Ayrıca yumuşak, tüylü şeyleri okşama, cebinde fare gezindirme gibi bir zaafları var ki bu zaaflar tüm olayların düğümlüyor ve romana son noktayı koyuyor. Her şeye rağmen süregelen katıksız, pak bir dostluğun satırlarını okumanızı öneririm. *
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023173.3k okunma
Reklam
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.