Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
badem ağaçları aldanmış, çiçeklerini don vurmuştur.
“Nimetler sonsuzdur. Fakat onlarda herkesin hakkı var. Bütün diğer kuşların ve hayvanların ve insanların da hakkı var. Ye, ama ihtiyacın kadar. Bir lokma badem için bin badem kırma. Ağaçları üzme, hırpalama. Cevizleri, fıstıkları ve bademleri hışımla kapıp kaçar gibi, hırsızlık yapar gibi değil, sevgiyle kopar, öp başına koy, merhametli del, şükürle ye, aç gözlü olma. Bahçeleri talan etme. Yoksa babalık hakkım ve ananın analık hakkı sana haram olur.” İşte böyle bize öğüdü büyüklerin. Bundan dolayı insanlar meyve bahçelerinde, gagalarımızla delinmiş badenler, cevizler ve fıstıklar, dalında yarı yarıya yenmiş incirler ne kadar çok olursa olsun, ses etmezler, hatta bir köşesi delinerek, tarafımızdan içi boşaltılmış bir bademi ellerine alarak hayret ve ibret nazarlarıyla onu incelerler, bu yeteneğimizin arkasındaki ulu kudreti tefekkür ederek yücelirler.
Sayfa 41
Reklam
ARAZİ-TOPRAK MAHSULLERİNİN ZEKÂTI: ÖŞÜR
Öşür arazisinden çıkan mahsûlün zekâtına, öşür denir. Öşür, onda bir (1/10) demektir. Öşür; âyet-i kerîme, hadîs-i şerîf ve icmâ ile sabit bir farzdır. Âyet-i kerîmede -meâlen-: “Ey iman edenler! Kazandıklarınızın ve sizin için yerden çıkarmış olduğumuz şeylerin temiz (ve helâl) olanlarından (Allah yolunda) infâk ediniz (harcayınız)! Ve
ARAZİ-TOPRAK MAHSULLERİNİN ZEKÂTI: ÖŞÜR
Öşür arazisinden çıkan mahsûlün zekâtına, öşür denir. Öşür, onda bir (1/10) demektir. Öşür; âyet-i kerîme, hadîs-i şerîf ve icmâ ile sabit bir farzdır. Âyet-i kerîmede -meâlen-: “Ey iman edenler! Kazandıklarınızın ve sizin için yerden çıkarmış olduğumuz şeylerin temiz (ve helâl) olanlarından (Allah yolunda) infâk ediniz (harcayınız)! Ve
Bilirdim oysa ilk badem ağaçları çiçek açar baharda. Bilirdim çiçek satan çingene kızlarını Onlar bütün şimdileri, bütün zamanlara Bir gül parasına satardı. Oğlan kıza bir gül alsa Bilirdim odur en kırmızı zaman. Adına aşk diyorlardı Kalbimin doğusunda bir yalan dünya vardı.
Aslında bir huzursuzluk, belki de eski kitaplarda yazıldığı gibi vahiy alamamış eski bir peygamber gibi hissediyor olmak, tütünden çıkan dumanın kalbime gelmesi gibi birşey sensizlik, aslına bakarsan bahar gibi birşeydin, gözlerin taze badem ağaçları gibi saçların üzerine yağmur yağmış buğday tarlası gibiydi, prag'da dolaşırken bunları hissediyor olmak ve seni hala özlemek...
Reklam
Kapkaranlık bir beyazlığa bürünmüştü minik çiçekler açmış badem ağaçları Tuhaf Yıldızlara benzeyen yüzler gömülmüştü güneşin soğuk ışığına
Fatih, İstanbul’u bir nisan sabahı muhasara etti ve bir mayıs sabahı şehre girdi. Bu demektir ki, fetih ordusu şehri kuşatırken bizim olan Boğaz vâdilerinde, Çamlıca tepelerinde, Rami, Davutpaşa kırlarında erik ve badem ağaçları çiçek açmıştı. Otağtepe’de, Fatih’in çadırının etrafı, şüphesiz bir ipek halı gibi bahar çimenleri ve kır çiçekleriyle döşeli idi ve Fatih beyaz atının üstünde bir burçtan öbürüne koşarken Haliç sularında, Marmara’da, tıpkı bizim gibi İstanbul baharının değişen renklerini görüyordu. Yine bu demektir ki, fetih ordusunun ilk top sesleri arasında kumruların aşk daveti işitiliyor, son hücum tekbîrlerine bülbül sesleri dem tutuyordu.
Sayfa 159Kitabı okudu
Van Gölü kıyısındaki kayısı ve badem ağaçları çiçek açmış 😍
Kuşların hem bir memleket hem de sürgün yeri olarak giydikleri ağaçları savunuyorum
Sayfa 115Kitabı okudu
645 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.