Eğer birini seviyorsanız belirsizliklerin göz almak zorundasınız diyor ve teslim olmak zorundasınız ilişkiler hayatımızda bir çok şeyi öğretirler inanların baktığımız en önemli unsurlar biri ilşkileridir. Affetmek erdemdir!!!ama kendinizi yoksaymadığınızdan emin olun diyor kedini yoksayan kişi geçmişini zindana çevirir bağımlılık ve diyor ki aldatan erkek veya kadın aldatıldığını kabul etmek zorunda eğer affetme gerçekleşmiyorsa aldatmanın basiti küçüğü büyüğü yoktur şansı hak ettiğine inanıyorsanız şans belki değişe zorlar ilk 30 yıl pişmanlık heri kalan 30 yıl ise ilk 30 yılda yaşadıklarınızın atlatma k ile geçer gergin olmak değişimi getirir silip atmak kolay ama ya geçmişi silemeyiz geleceği kontrol edebilir diyor.
Serhat Yabancı
Serhat Yabancı
Nedenler uzayıp gider sorgulamayın diyor neticeye gelin ilişki onarılması değer bir ilşkişki mi ?
İyi insanlara çıksın yolumuz:)
'İyi hissettiren insanlar bağımlılık yapar.'
Erich Fromm
Erich Fromm
Reklam
Uyku tutmayan geceler de kendimi karalamak benim için bir bağımlılık herhalde...
İnternet ve sosyal medya gibi sanal ortamlar da ölçüsüz ve sorumsuzca kullanıldığında zararlı bir alışkanlığa dönüşmektedir. Son dönemde hızla yaygınlaşan dijital bağımlılık, kişiyi gerçek hayattan koparmakta, sevdiklerini ihmal etmesine, ömür sermayesini boşa harcamasına sebep olmaktadır. Bazı mecralarda kişi ve aile mahremiyeti hiçe sayılmakta, yalan, iftira ve asılsız haberlerle kul hakkı ihlal edilmekte, insan onuru ayaklar altına alınmaktadır. Unutmayalım ki bizi dünya ve ahirette mutluluğa ulaştıracak olan, Allah’ın koyduğu sınırlara riayet etmek, her türlü haram ve kötülükten sakınmaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu uyarısını aklımızdan çıkarmamaktır: “İki nimet vardır ki insanların çoğu, onları değerlendirme hususunda aldanmıştır. Bunlar; sağlık ve boş vakittir.”
Şiirim.. Bir veda havasında bu gece gökyüzü yere değecek gibi yıldızlar, kulaktan dolma korkularla deprem bekler gibi ketum kaldırımlar. Upuzun gecemin sabah içtimasında güneşe tekmili
O ne yaparsa yapsın ondan kopamamak...
Bazen içimizdeki boşluk duygusu o kadar yoğun ve derindir ki, hayatımıza aldığımız bize iyi geldiğini düşündüğümüz, çocukluğumuzdan parçalar taşıyan kişiyi o boşluğa oturturuz. O gitmesin diye elimizden gelen her şeyi yaparız. Gittiği an hemen dönmesini bekleriz. Bizi hırpalasa da onsuzluk, boşluk duygusundan daha kötü hale gelmeye başlamıştır. Onsuzluğa katlanamayız. Hiçbir şey hissetmemektense veya boşluğun getirdiği o acıyı, ona olan özlemin ağırlığını hissetmektense, bu acıya razı oluruz. Ne yaparsa yapsın affederiz. Peki bu kadar acı çekmeye gerek var mıdır? Sanırım iç meselelerimizi yansıtıp bağımlılık geliştirdiğimiz sağlıksız kişilerden uzaklaşmanın tek yolu içe dönmek. Çözüm dışarıdaki insanda değil, içerideki sende... Ne demiştik, durduğun yerde değersiz bir bütün olarak kalmaktansa, parçalana parçalana gitmenin büyük doğruluğuna inan... Kendine inan ve güven.. Ve en önemlisi kendine olan o saygıyı kaybetme :) geçecek...
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.