Bilinçli ve bilinçdışı ruhsal işleyişin kendine özgü yasaları vardır. Bunlardan biri, başlangıcından beri ikili bir bağımlılık içinde olduğu halde, insanın bir yanının bağımsızlığı hedeflemesidir.
eksiği var, fazlası yok.
"Çağdaş İslam dünyası, salgın halini almış sayısız hastalıklara bağımlı hale gelmiştir. Ahlaki uyuşukluk ve entelektüel felç, yıkıcı hareketler, dışarıdan boyunduruk altına alma çabaları, adaletin ve adil muamelenin yokluğu, sömürü ve yozlaşma, cehalet, hastalık ve yoksulluğun aşırı boyutlara ulaşması, israf, bağımlılık, güvensizlik, uzlaşmazlık ve ölümcül mücadelelerle uzayıp giden liste, çok uzun ve acı vericidir."
Reklam
İyi insanlara çıksın yolumuz:)
'İyi hissettiren insanlar bağımlılık yapar.'
Erich Fromm
Erich Fromm
Nasıl bir sigaranın ya da alkolün zararlı olduğunu bile bile vazgeçemez, bağımlı hale gelirse bazı insanlar, aileler, şirketler, toplumlar da onlara zarar veren tanımlama sistemlerine bağımlılık geliştirmişlerdir, bırakamazlar.
limitlerini zorlamadan, sınırlarının nereye kadar uzandığını asla bilemezsin.
İnsanoğlu, kendi evriminin üst aşamasına varmadığı sürece öndere gereksinme duymuştur, ve her zaman için, kralın, tanrının, babanın, padişahın, rahibin yasallığını kanıtlayan düş ürünü öykülere inanmaya dünden hazır durumda olmuştur. Bu önder gereksinmesi, günümüzün en bilgili, en aydın toplumlarında hâlâ vardır. Birleşik Devletler ya da Sovyetler Birliği gibi ülkelerde bile, herkes için ölüm-kalım sorunu olan konularda karar vermek, küçük bir önderler kümesine, ya da — ister “demokratik” diye nitelensin, ister “sosyalist” — anayasanın resmi mandası altında hareket eden tek bir kişiye bırakılmıştır. Güvenlik içinde bulunma isteğiyle dolu olan insanoğlu, kendi öz bağımlılığına bayılır — hele bu bağımlılık, görece olarak daha rahat bir maddesel yaşam ve beyin yıkamayı “eğitim”, boyuneğmeyi ise “özgürlük” diye nitelendiren ideolojilerle daha kolay hale getirilmişse...
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.