Virginia Woolf'un "Kendine Ait Bir Oda" eseri, kadınların edebiyat dünyasındaki yerini sorgulayan önemli bir çalışmadır. Woolf, kadınların yazabilmeleri için maddi bağımsızlık ve kendilerine ait bir odaya ihtiyaçları olduğunu savunur. Eserde, tarihteki kadın yazarların karşılaştığı zorluklar ve toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri derinlemesine ele alınır. Shakespeare'in hayali kız kardeşi üzerinden yetenekli bir kadının karşılaştığı engelleri anlatan Woolf, kadınların yaratıcı potansiyellerini gerçekleştirebilmeleri için toplumsal yapının değişmesi gerektiğini vurgular. Zengin dili ve akıcı anlatımıyla "Kendine Ait Bir Oda", feminist edebiyatın temel taşlarından biridir ve günümüzde de ilham verici bir eserdir. 
Kendine Ait Bir Oda
Mustafa Kemal Atatürk: milliyetçilerden hümanistlere, feministlerden sosyalistlere neredeyse herkesin sevdiği, kendisine yakın gördüğü bir isim. Herkese hitap edebilme bakımında tarihte nadir görülen bir başarı bu, sevilen bir sürü tarihi karakter olsa da pek azı Atatürk kadar çeşitli bir takipçi kitlesine sahip. Bu durumun nedeni, Atatürk'ün bir ideolojiye bağlanmak yerine o an alabileceği en mantıklı kararları alması ve bunların günümüze olumlu etki etmesidir.
Senin Cahilliğin Benim Yaşamımı Etkiliyor kitabında Celal Şengör'ün bu konu hakkında güzel bir yorumu var. Atatürkçülüğün büyük oranda akılcılık olduğunu, yani Atatürk'ü taklit etmek değil yapılabilecek en akıllıca şey neyse onu yapmak olduğunu savunuyor. İlk paragrafta söylediklerim de bunu destekliyor.
Bu kitaba gelirsek, Atatürk'ün çeşitli konular hakkındaki sözlerinin derlenmiş hali diyebilirim. Yani bir olay anlatmıyor, yalnızca Atatürk'ün sözleri aktarılıyor. Her ne kadar Atatürk'ün çok etkileyici sözleri olsa da bunlar kitaba özel söylenmemiş. Haliyle değerlendirilip puan verilecek veya beğenilip beğenilmeyecek bir şey yok. Ama okurken zevk aldığımı söyleyebilirim.
