Hemen her zaman, ne yaptığımızı pek bilmeden birbirimize bağlanıyoruz. Sonra da namuslu olmak istiyoruz; sevdiğimiz insanları incitmek istemiyoruz; sonradan pişman olacağımıza emin olduğumuz halde, belirsiz nedenlerle, kendimizi zevklerden mahrum ediyoruz.
Sayfa 181Kitabı okudu
"Muammayız! Saadet diye nelere bağlanıyoruz.!"
Sayfa 273Kitabı okudu
Reklam
"Birbirimize, yalnızca görüntülerimizle bağlanıyoruz. Birbirini görmeyen görüntülerimizle.."
Aksakallı bir ihtiyarın eline kılıç vermesi Osmanlının acizliğini gösteriyordu. Bunu düşünerek Albay Heinrich Verkaufer sesini yükseltti: -Muhammed'e tapanlar, niçin siniyorsunuz? Çıkın karşımıza! Biliyorum, çıkamazsınız; çünkü Osmanlı artık bitti. Senin gibi bir ihtiyarı asker yapanın bizimle uğraşması mümkün mü? -Biz Hz. Muhammed Mustafa'ya tapmıyoruz; o da Hz. İsa, Hz. Musa gibi bir peygamber; ama son peygamberdir. O’na vahyedilen kitaba inanıyor; ebedi ve ezeli olan Allah’a bağlanıyoruz. Aksakallıyım diye beni hor görme; Müslüman kılıcından kendini kurtarabilirsen, bir gün sen de benim gibi olacaksın.
Sayfa 99 - ÖtükenKitabı okudu
Birbirimize yalnızca görüntülerimizle bağlanıyoruz.
Sayfa 21 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
İnsanın hem bir çocuğu olması, hem de içinde yaşadığı dünyadan nefret etmesi olanaksız, çünkü onu bu dünyaya getiren biziz. O çocuk yüzünden dünyaya bağlanıyoruz, onun geleceğini düşünüyoruz, gürültüsüne patırtısına, davranışlarına isteyerek katlanıyoruz, onun önüne geçilemez saçmalıklarını ciddiye alıyoruz. Sen, ölmekle, beni seninle birlikte olma zevkinden yoksun bıraktın, ama aynı zamanda da özgür kıldın. Sevmediğim bir dünya ile yüz yüze, özgür bıraktın beni. Ve bu dünyayı sevmediğimi söyleyebiliyorsam bu, sen artık yanımda olmadığın için.
Sayfa 52
Reklam
422 öğeden 411 ile 420 arasındakiler gösteriliyor.