104 syf.
10/10 puan verdi
Bazı kitaplar vardır, başlarken okur olarak sen anlarsın ki bu defa kolay bir yolculuk olmayacak. Sayfalar ilerledikçe kelimeler değil de, insanların içlerine gömdüğü çığlıklar anlatılır sanki. İşte
Uçurtmayı Vurmasınlar
Uçurtmayı VurmasınlarFeride Çiçekoğlu · Can Yayınları · 202414,4bin okunma
Aşk nedir?" "Neymiş?" "Aşk, Füsun'un karayolları, kaldırımlar, evler, bahçeler ve odalarda gezinirken ve çay bahçelerinde, lokantalarda ve akşam yemeği sofrasında otururken, ona bakan Kemal'in duyduğu bağlılık duygusuna verilen addır." "Hmmm... güzel cevap," derdi Füsun. "Beni görmediğin zaman aşk olmuyor mu?" "O zaman fena bir takıntı, bir hastalık oluyor."
Sayfa 449 - Yapı kredi yayınları·Kitabı okudu
Reklam
İnanç
Hayyam kadın ve şarap için herşeyi feda edecek kadar inanç duyuyordu bilime.Mozart senfosini çalarken peşinde koştuğu kızların sersemliğiyle buldu 9.senfonin gizemini.Kafka içindeki korkaklıkla milenaya varamadı.Nedir bu inanç gizemliği.Musa Firavun’u kendi gerçeğine duyduğu inanç sayesinde yendi.Yoksa kim düşünebilir bir çobanın bir kralı yeneceğini.Zilan inanç duymasaydı uçurumları severmiydi.İnanç duymalı insan hayatına kendine.İnsanı ayakta tutan umutları duyguları veya kişisel kitaplarda dayatılan akıl sağ duyu değil,inançtır.Bu inanç bir tanrıya duyulan bir bağlılık olan inanç değil.Bu kişinin kendi özgürlüğünün ve çevresinin üstünde bir durumdur.İnanç bir özgürlük durumu değildir.İnanç kişinin en büyük erdemidir.Öyle olmasaydı kim hayal edebilir ki hakkari’li bir çobanın inançlı oluşundan,yer ölçümünde olmayan bir ülkenin hayali gerçek oldu.Öyle inançlı olmasaydım saçlarının örüğüne yıldızları alıkoyabilirmiydim gökyüzünden…
Üç Soru Kralın biri kafasını kurcalayan üç tane sorunun cevabına ulaşabilirse hayatta her türlü başarıyı elde edebileceğini düşü-nüyordu. Cevabını aradığı bu üç soru şöyleydi:
Shklar "sadakati" bir sosyal gruba duygusal bağlılık olarak, "yükümlülüğü" ise bir devlete veya başka bir yasal kuruma karşı tamamen rasyonel nedenlerle kabul ettigimiz siyasi sorumluluk olarak anlar. Devletler sadakat degil, siyasi yükümlülük duygusu/hassasiyeti talep etmelidir. Çünkü gruplara sadakat çogu zaman bir tercih meselesi degildir. Sadakati olusturan bağların çogu özgür seçimle degil, doğumla belirlenir. Grup sadakatini, özellikle de etnik sadakati bir devletin temeli olarak ilan etmek, kaçınılmaz olarak dışlananlar için acı yaratır. Dolayısıyla devletlerin daha fazla sadakate degil, daha fazla yurttaşlık yükümlülügü duygusuna, yani rasyonel dügünce ve kökten gelen bir güvenlik duygusuyla, kendilerini keyfi davranışlardan koruyan devlete bağlı hisseden daha fazla bireye ihtiyacı vardır.
Sayfa 95·Kitabı okudu
Reklam
920 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.