"Allah kendisine 60 yıl ömür verdiği insanın özrünü kaldırmıştır (Hadis-i Şerif)." Yani özrünü kaldırmış, mazeret gösterecek bir bahane bırakmamıştır. Çünkü bu kadar uzun ömrü vererek ona oldukça uzun bir mühlet vermiştir."
Sayfa 19 - TAKDİMKitabı okudu
Rusya'nın doğudaki politikasının tek ateşleyici gücü,Hristiyanların müslümanlar tarafından baskılandığını bahane ederek onlara karşı sürekli uygulamayı istediği himaye hakkından başka bir şey değildir.Rusya Avrupa'ya karşı her zaman bu fikri ileri sürmüştür. bunları da daima bize karşı bir silah olarak kullanmıştır.
Reklam
Hey efendiler!. Herbir hâdiseyi bahane tutup, bana sıkıntı vermeye sebeb nedir acaba? Şarkta bir nefer hata etse, garbda bir nefere askerlik münasebetiyle zahmet ve ceza vermek.. veya İstanbul'da bir esnafın cinayetiyle, Bağdad'da bir dükkâncıyı esnaflık münasebetiyle mahkûm etmek nev'inden, her hâdise-i dünyeviyede bana sıkıntı vermek, hangi usûl iledir? Hangi vicdan hükmeder? Hangi maslahat iktiza eder?..
Sayfa 74
Sizi bahane ederek kendime anlatıyorum sanırım.
Erkekler böyle yapardı, öyle değil mi? Başa çıkamayacakları kadar büyük bir olay olduğunda, bunu sizi terk etmek için bir bahane olarak kullanırlar ve bir daha onları asla göremezdiniz.
Sayfa 138
Alışkanlıklarından kopmak için felaketleri bahane etmeyi yersiz bulurdu.
Reklam
Esasında Batı toplumlarında ortaya çıkan bu nefret söylemini sanat bağlamında ele almaya gerek bile yoktur. Ancak seviye tanımaz yaklaşımların lanetlenmesi yerine sanatı bahane ederek bir takım tutarsız düşüncelerin ifade edilmesi sanat yönünden de değerlendirilmesini gerekli kıldı. Hırsızın yaptığına hiçbir şey demeden, neden evininin kapısını iyi kilitlemedin türü bir yaklaşımla, kötüyü telin etmek yerine, bir de insanlara kurnazvari bir tavırla sanat felsefesi dersi vermeye kalkışılıyor çoğunlukla.
Aşk bir amaca dönüşmeliydi. Kutsal bir gayesi olması gerekirdi. Kuru kuru sevmelere doyamamaktan farklı bir hissiyat yaratmalıydı. Köklü bir değişime bahane olmayacaksa ne anlamı kalırdı bir kadına aşık olmanın? Aşk bir şeyler icat etmeye zorlamalıydı insanı. Kendinde bir şeyler keşfetmeye, yapılmamışı yapmaya ayaklandırmalı, başarmaya itmeli, kamçılamalı, harekete geçirmeliydi.
Sayfa 90 - Destek YayınlarıKitabı okuyor
İnsanlar her zaman nefretlerini haklı çıkarmanın bir yolunu bulur ve diğerlerine sıraya girmeleri için bir bahane verir. Sözleri İnsanların ağızlarına bir virüs gibi yerleştirir, Sonra yayılmasını izlerler.
Bu vatandaki milletin en büyük kuvveti olan âlem-i İslâm'ın teveccühünü ve hamiyetini ve uhuvvetini kırmak ve nefret verdirmek için, siyaseti dinsizliğe âlet ederek, perde altında küfr-ü mutlakı yerleştirmek isteyenler, hükûmeti iğfal ve adliyeyi iki defadır şaşırtıp der: "Risale-i Nur şakirdleri, dini siyasete âlet eder; emniyete zarar vermek ihtimali var." Halbuki, bu memlekete maddî ve manevî bereketi ve fevkalâde hizmeti ve umum âlem-i İslâm'a taalluk edecek hakaikı câmi' olduğu, otuzüç âyât-ı Kur'aniyenin işaretiyle ve İmam-ı Ali'nin (R.A.) üç keramet-i gaybiyesiyle ve Gavs-ı A'zam'ın kat'î ihbarıyla tahakkuk etmiş olan Risale-i Nur'un, siyasetle alâkası yoktur. Fakat küfr-ü mutlakı kırdığı için, küfr-ü mutlakın altı olan anarşilik ve üstü olan istibdad-ı mutlakı esasıyla bozar, reddeder. Emniyeti ve asayişi ve hürriyeti ve adaleti temin eder. Risale-i Nur'a daha vatana, idareye zararı dokunmak bahanesiyle tecavüz edilmez. Daha kimseyi o bahane ile inandıramazlar.
Sayfa 40
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.