Hayat; bir umman, insanoğlunun hayalleri de oltasındaki zokaya yemlediği azıktı. Ne getireceği ise tamamen muammaydı! Bazen karın tokluğu, bazen de yarın doyacağını umduğu bir ümit kırıntısı.
“Şimdi üşümek size iyi geldiğinden korkarım ki zamanla donduğunuzu anlamayacaksınız. Bu yüzden birbirimize açık olmak en mantıklı olanıdır diye düşünüyorum.
...elini kalbine koydu. “Gel gör ki buraya hükmedemiyorum zira tek başına
cumhuriyet son zamanlarda. Onu görünce parıldayan bakışlarım bayram yeri, kavrulan ise yüreğim. Üzülen ruhum, düşünmekten yorulan beynim. Yani sefayı çeken gözlerim, ıstırabı yaşayan diğer organlarım.” Sesi titremeye başladı. “Bazen bu durumun sağlıklı olmayışını fark etsem de elimde değil!
Reader Follow Recommendations
“İnsan boşlukta olduğu vakit ne yapacağını bilemez Sahra kız. Bu kâinatı yaratıp insana dünya güzelliklerini bahşederek oyalanmasını isteyen Allah, onu yaratamayacak mı? Elbette ki yapar.”
"Ama bazen bir felâketin geleceğinden önsezide bulunsan da sanki ağzın dilin bağlanıyor. Sahra Hanım da böylesi bir durum oldu. Kar yağan dağlık bir bölgede çığ olasılığının yüksek olduğunu bildiğin hâlde ev inşa etmek gibi bir durum."
Birsen Mutluol tekrar paylaştı.
muhteşem
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
And I owe everything I am, I owe myself to myself.Sayfa 11 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Elini kalbine koydu. “Gel gör ki buraya hükmedemiyorum zira tek başına
cumhuriyet son zamanlarda. Onu görünce parıldayan bakışlarım bayram yeri, kavrulan ise yüreğim. Üzülen ruhum, düşünmekten yorulan beynim. Yani sefayı çeken gözlerim, ıstırabı yaşayan diğer organlarım.” Sesi titremeye başladı. “Bazen bu durumun sağlıklı olmayışını fark etsem de elimde değil!
Mavi boyalı konsolun üzerinde duran beyaz kulplu pikabın
sesi sadece divanında uzanmakta olan Sahra’nın duyacağı derecede açıktı. İğnenin altında dönmekte olan siyah yuvarlakta Üç Hürel’den “Sevenler Ağlarmış çalmaktaydı.” Plağı aldığı
günden bu yana sayısız dinlemiş olduğu şarkının sözleri ilk
defa anlamlı geldi. Dudaklarına çapkın bir tebessüm misafir
oldu. Usulca eşlik etti müziğe.
“Bir yârim olsun isterdim, gül yüzü gülen. Onu çok sevmek
isterdim, delice sevmek. Peşinden koşup koşup sonunda almak!”
Birsen Mutluol tekrar paylaştı.
"ben șuna inanırım bu hayatta; kimse kimsenin yașamına boșuna dâhil olmaz!
Herkesin üstlendiği bir görevi var. Onu yapar ve vakti gelince sahneden çekilir"
Birsen Mutluol tekrar paylaştı.
Çünkü bunun adı İnsandı
doğruyu bulmak adına hiçbir şey tek başına kâfi gelmiyordu. isterse deve yükü ile kitap okuyup yutmuş olsun , isterse Çin'den Yemen'e gezmiş , görmediği yer kalmamış olsun
olabiliyordu noksanları ve hataları ; aynı zamanda bununla birlikte sırtına yüklediği pişmanlıkları ..
Kazanmak da kaybetmek de insanoğlu içindi. Bu dünyada
oyalanması için verilen meşgalelerin sonucunda galibiyet de
oluyordu mağlubiyet de. Savaş da oluyordu barış da. Birinin
bir tarafa getirdiği mutluluk karşısındakini hüzne gark ediyordu. Herkes de kendince haklıydı üstelik. Peki, ortalık kırıp
dökülmeden varılamıyor muydu sulha? Beyaz bayrak göndere
çekilmeden evvel neden kana bulanması gerekiyordu? Belki
tüm bunlar, hepsi etten ve kemikten yaratılan insanın kalbinde
sakladığı süveydadan kaynaklanıyordu.
“Hem kaldı ki Kur’an’ı Kerimdeki
tesettür ayeti kadınlardan önce erkekleri ikaz edip uyarmaktadır.
‘Nur Suresinde şöyle buyurmakta: Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphe yok ki, Allah onların yaptıklarından
hakkıyla haberdardır.’
“Kâinatta hiçbir şey sebepsiz yaratılmamışken vücuttaki
ağrı diye nitelendirdiğimiz tepkiler niye, nedensiz olsun?”