Bahar ışık

Bahar ışık
@baharisik02
Kitaplar uygarlığa yol gösteren ışıklardır.
Özel Kalem
Lisans
Adıyaman / Kahta
Adıyaman /Gerger, 1 April 1997
78 reader point
Joined on August 2023
88 syf.
·
Not rated
Karabibik, Nabizâde Nâzım'ın 1890'da yayınladığı gerçekçi köy romanıdır. İlk Türkçe köy romanı olarak kabul edildiği için Türk edebiyatında önemli bir yeri vardır. Önce yazarı tanımaya çalışalım. Şiir, anı, hikâye, roman türlerinde ve bilimsel konularda eserler veren Nabizade Nazım, ilk Türkçe gerçekçi köy romanı olarak kabul edilen Karabibik’in ve Türk edebiyatındaki ilk natüralist, tezli ve psikolojik roman denemesi olan Zehra’nın yazarıdır. Nabizade Nazım, kimi zaman romantizm, kimi zaman da realizm akımlarının etkisinde kalarak, eserlerinde ‘aşk’ temasını sıkça kullanır ve zaman zaman bu temaya bağlı olarak da kurgunun içine ‘cinsellik’ ve ‘şehvet’ öğelerini ekler. Nabizade Nâzım’ın edebiyata ilgisi Beşiktaş Askeri Rüştiyesinde okuduğu yıllarda başlar. Görüşleriyle bu dönem edebiyatçılarını çok etkileyen, “Gerçekten başka hiçbir şey güzel değildir, yalnızca gerçek sevimlidir.” diyen Beşir Fuat’a yakın bir sanat anlayışını benimsediği yalnız roman ve öykülerinden değil, edebiyat üzerine yazdığı yazılardan da anlaşılmaktadır. Bireyin zevklerini tatmin etmek yerine, toplumun aydınlanmasına hizmet eden bir edebiyat anlayışını benimsemiştir. Karabibik romanı realist akımdan etkilenmiştir. Roman köy konulu olan ilk realist roman özelliği taşımaktadır. .Türk Edebiyatı açısından oldukça önemli bir eserdir… Yazılacak daha çok şey var ama siz en iyisi kendiniz okuyun .
Karabibik
KarabibikNabizade Nazım · Bilge Kültür Sanat · 20148.8k okunma
Reklam
331 syf.
·
Not rated
“Başka bir gezegene, oradaki kayaların yapısını incelemek için araç gönderebilecek kapasiteye sahip bu şizofrenik insanlık, milyonlarca insanın açlıktan ölmesini umursamayabiliyor. Mars’a gitmek, yanı başındaki komşuya gitmekten daha kolay görünüyor.” Demiş Jose Saramago 1998 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldıktan sonraki konuşmasında. Aslında
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104.6k okunma
335 syf.
·
Not rated
Yine bir solukta bitirdiğim kitaplardan.. Sonunu tahmin edemediğim şaşırtıcı ve olağanüstü şekilde sürükleyici.. Yine savaş dönemi, yine dram ama seçtiği konular ve ilerleyiş kelimelerle anlatılamayacak kadar mükemmel. En beğendiğim karakter Cosi oldu küçük bir kız çocuğu fakat yaşından katbekat olgun. Gözyaşlarınıza hakim olamayacağınız bir kitap.. Şiddetle bu yazarı herkese tavsiye edeceğim.
Paris'ten Çiçeklerle
Paris'ten ÇiçeklerleSarah Jio · Pena Yayınları · 20183,981 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
·
Not rated
Suikast Bürosu ,adı üstünde suikast düzenleyen ve daima kesin sonuç elde edilen bir kuruluştur. Yönetici şefi, bir çok şehirde bulunan şubeler kurmuş ve elemanları bizzat kendisi eğitmiş ve testten geçirmiştir. Bu çalışanlar her biri yüksek eğitimli ve felsefe yapmayı seven ve etik düşkünü kişilerdir. Büronun prensibi daima; etik anlayış, doğruluk ve dürüstlüktür. Ayrıca öldürülecek kişi suçu araştırılıp büro tarafından onaylandığı takdirde, bu kişi kim olursa olsun, geri dönüşü yoktur. Kendilerince her cinayeti haklı gösteren, büronun doğruluğunu kanıtlayan düşünceleri vardır. Ta ki düşüncelerini alt üst edecek biri, şefin karşısına çıkana kadar... Jack London'ın 'Suikast Bürosu' eseri böyle bir büronun varlığı ve tanıtımıyla başlayıp, çok farklı bir kurguyla, sürükleyici ve merak uyandırıcı bir anlatımla devam ediyor. Dönemin en büyük gerilim romanı olarak tasvir edilen eseri maalesef Jack London yarım bırakmış. Yazarın kitabı tamamlamak için aldığı notlardan ve eşinin sonu için hazırladığı taslaktan yararlanarak; 1963 yılında Robert L. Fish 'Suikast Bürosu' nu tamamlamış. Konu çok ilginç ve yaratıcı fakat büyük ölçüde yazar değişikliğinden kaynaklı, sonlara yaklaştıkça yetersizlik hissettiriyor. Devamı yazılmasa olduğu gibi, gizemli kalsa belki daha etkileyici olabilirdi.
Suikast Bürosu
Suikast BürosuJack London · İthaki Yayınları · 20131,769 okunma
72 syf.
·
Not rated
"Geçici düzenler köpükler gibi uçar gider." Diyor Jack London ve şöyle devam ediyor: "Aynen öyle, köpükler gibi, geçici. İnsanın bu dünyadaki bütün çalışması köpükten öte bir şey değil." Yazarın bu sözleri, bizlere kitabın ana fikrini veriyor. Son derece gelişmiş teknolojiye sahip uygarlığın, kültürün, üretimin en önemlisi de insanın varlığının bile sabun köpüğünden farksız olduğunu etkileyici bir biçimde gözler önüne seriyor. Kızıl Veba Kızıl Veba, Jack London'un 1912 yılında yayımlanmaya başlayan kitabı. Jack London bu kitabıyla "kıyamet sonrası" edebiyatın öncüleri arasına girmiş. Kitapta 2013 yılında ortaya çıkan Kızıl Veba salgını anlatılıyor. Salgının seyrini, insanların yok oluşunu Profesör James Howard Smith yani Granser'in torunlarına anlatması yoluyla öğreniyoruz. Her şey yolunda giderken, teknoloji ve ulaşım son derece gelişmiş düzeydeyken birden salgının ortaya çıkışıyla her şey alt üst oluyor. Kızıl Veba, ilk belirti olarak yüksek ateş ve yüzün kızıla dönmesi şeklinde görülen bir hastalık. Bu hastalık öyle hızlı bir hastalık ki ilk belirtisi görüldükten on beş dakika sonra o kişi ölüyor. Bu yüzden milyarlarca insan ölüyor ve böylece uygarlık ilk çağlara geri dönüyor. Eser Jack London'ın okuduğum altıncı kitabı. Yazarın her okuduğum kitabında beni apayrı dünyalara alıp götürmesini seviyorum. Kesinlikle tavsiye ettiğim şahane bir eser Kitapla kalın kitap dostları. Not: Kitabı bu şekilde anlatınca sanki sonunu söylemişim gibi görünüyor ama okumaya başladığınızda göreceksiniz ki kitap zaten sondan başlıyor.
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032.8k okunma
Reklam
Reklam
Reklam