Bahriyeli yârimm
Bütün çocukluğu ve gençliği boyunca belirsiz bir huzursuzluğun sıkıntısını çekmiş, ne istediğini hiç bilememişti. Ruth’a rastlayana kadar ne olduğunu anlayamadan boşu boşuna arayıp durduğu bir şey istemişti hep. Şimdiyse bu huzursuzluğu çok daha keskinleşmiş ve acı vermeye başlamıştı, ama artık ne istediğini açık ve net olarak biliyordu: Güzelliğe, aydın bir bilince ve aşka sahip olmak istiyordu.
Bana mutluluğun resmini çizebilir misin?
Kokusu buram buram tüten Limanda simit satan çocuklar Martıların telaşı bambaşka İşçiler gözler yolunu. İnebilseydin o vapurdan Ayağında Varna’nın tozu Yüreğinde ince bir sızı. Mavi gözlerinde yanıp tutuşan
Reklam
Üç gün sonra İbrahim Tolga'ya rasladı. Biraz tereddütten sonra Nurgül bahsini açtı, Bahriyeli'den bahsetti. Tolga oralı değildi: —Bırak şu deliyi ya, dedi. Biz onunla çoktan ayrıldık. Ben şimdi başka bir kızla çıkıyorum. İbrahim apışıp kaldı. Bir şey demedi. Ayrıldılar. "Çıkıyorum ha!" Her çıkışın bir inişi vardır Tolga.
Dergâh Yayınları
Evet, fotoğrafçılar biliyor. Her şey bir gün hatıra olacak. Her şey! Konuşmalar, çekilenler, güzel günler, sövgüler, kavgalar, resimler. Geçmişe en çok saygı gösterenler de fotoğrafçılar. Fotoğrafçıların hepsi.
John joseph'in hatırasına yazılmış olan şiir,bu üç askere ithaf edilmişti. Çünkü bu üç askerin çok özel bir hikayesi vardı. Bahriyeli topçu er John Joseph Dennis (22) Bahriyeli onbaşı John Doherty (34) Bahriyeli er Robert Hutchinson (32) Yabancı bir sahilde yatıyor bugün, Gururu ve sevinci bir annenin; Erkek gibi mertçe yaptı görevini , Cesur ve asil oğlum benim.
Baktım annem yoktu yanımda; Sırtımda bahriyeli giysimle, Ben bir kez kayboldum Çocukluğumda ...
Sayfa 201Kitabı okudu
Reklam
259 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.