İnsan insanı hep yanlış tanır lehine ya da aleyhine , muhakkak yanlış tanır, üstelik çoğu zaman tanıtanın da suçu değildir bu. Sendeki mevcut nasıl bir tanımaya izin veriyorsa o şekil tanırsın,çok da üstelemezsin. Bir insan hakkında yedi milyar kişi tanıklık etse yedi milyar yalan duyarsın, bakalım bunları sonu ne olacak, ben de merak ediyorum...
Sayfa 354 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
528 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 1 hours
Huzursuzluğun Kitabı - Fernando Pessoa Yazarın ölümünden sonra ortaya çıkan yazılarından ve günlüklerinden toplanan "Huzursuzluğun Kitabi" durum öyküsü ve otobiyografik bir roman. Romanın ana kahramanı yazarın kendisi. Yazar yazdığı bir mektubu arkadaşına gönderiyor ve arkadaşı 6 hafta sonra intihar ediyor. ( Bu bana genç werther hatırlatı ) Kitap bu mektupla başlıyor ve sonrasında Pessoa, hayata karşı hissettiklerini okuyucuyla paylaşıyor. Kitabin içinde bana göre kitabin beli yerlerinde felsefik cümleler biraz da kişisel gelişim cümleleri var ayrica yine kendi adıma söylüyorum bu kitabın herkese çokta hitap etmeyeceğini düşünüyorum. Son olarak kitabı sevdimde diyemiyorum sevmedim de çok arada kaldım simdilikdevam ediyorum bakalım sonunda ne olacak
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun KitabıFernando Pessoa · Zeplin Kitap · 202010.7k okunma
Reklam
Ne yaparsa yapsın asla iletişimimi kesmeyeceğim kişiler listesi( Ailem dışında djjd): zuzu, efil, eray, mıstık, doğu, Aslı, Melis ve aleyna. Gelecekte bakalım neler olacak :)
Biraz tebessüm
:) İnsan görmediği ve sesini duymadığı bir şeye inanabilir mi? Görünmeyen ve duyulmayan bir şey var olabilir mi? Hilâl yeniden ayağa fırlamıştı: - Olabilir efendim!.. Öğretmen, bu son derece çalışkan ve zeki talebesi karşısında zor duruma düşmekten çekiniyordu. Sert bir dille bağırarak: - Müsade almadan, parmak kaldırmadan konuşma
Sayfa 167Kitabı okudu
Selim olmasaydı ne yapacaktık sanki? Ne yapacaktınız - Ne yapıyorsunuz? Getirdiğin içtenliğe, canlılığa kapılarını kapadılar aslında; istedikleri Selim' içeri aldılar: Selim'in istemediği Selim'i. Herkesin iyi kötü, yürüdüğü bir yol vardı. Herkesi yoldan çevirmeye çalıştın sokağın köşesinde durup. Hepsi de sana içinden güldü. Dur
Ama bir programda, milyonlar ve insanın gözünün içine baka baka, ABD ile ticari işbirliği yaptığı, taşıdığı sıfattan belli biri; öyle bir söz söyledi ki insan olanın tüyleri diken diken olur. Bu tam bir tabiyetlik, beyne bindirilmiş bir boyunduruk halidir. Böyle biri kendi öz vatanında bile vatansızdır. Mal satma alşkanlığından öte hiçbir insani duygu taşımayan, Yunus Emre'nin dediği gibi: "Ekinciğe döndürülmüş ademcik" aynen şunu dedi: "Bugün bizim paraya, Amerika'nın da askere ihtiyacı var. Bu nedenle Irak'a asker verelim. Yarabbi, sen aklımızı muhafaza eyle... Aslında bu derece küçülmüş ruha yaplacak bir şey var. Hem olmayacak bir şey değil, çok da pratik. Pekiyi, madem öyle. Sen ve bütün sülalenin erkekleri soyunsun. Giyin şu er kıyafetlerini, alın șu tüfekleri, verin bunlan en önde Irak'a girecek birliklere; görün bakalım sonunuz ne olacak!
Sayfa 125Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.