45. Sabrederek ve namaz kılarak Allah'tan yardım isteyin. Çünkü namaz, Allah'a duyduğu derin saygıdan kalbi ürperenlerden başkasına zor gelir.
[Sabır, başa gelen acılara katlanmak, sıkıntılara direnmek anlamına gelir. İlâhî yardımın bir gün geleceğini düşünerek sabreden huzurlu olur ve dertlerinden er geç kurtulur. Kur'an'da sabretmenin ve sabredenlerin değeriyle ilgili pek çok âyet vardır (Ayrıca bk. Bakara 2/156 ve dipnotu). Ramazan ayına "sabır ayı" denmesi, orucun sabırla yakın ilgisini göstermektedir. Peygamber Efendimiz bu yakın ilgiyi "Oruç sabrın yarısıdır" buyurmak sûretiyle ifade etmiştir (Tirmizî, Daavât 87; Dârimî, Tahâret 2; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 363, 365, 370, 372).
Resûl-i Ekrem Efendimiz bir elem ve keder hissettiği zaman Allah'tan yardım istemek için namaza dururdu (Ebû Dâvûd, Tatavvu' 22; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 388).
"Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah'tan yardım isteyin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara 2/153). Sabırla ilgili diğer âyetler Hûd sûresi (11), 115. âyetin dipnotunda verilmiştir.]
O sabırlı müminler ki, “başlarına” bir imtihan olarak “üzücü bir olay geldiği zaman:
Bizler zaten Allah’a aitiz ve sonunda hepimiz O’na döneceğiz.” Sahip olduğumuz bütün nîmetler bize Allah’ın emânetidir ve istediği zaman elbette geri alacaktır! “derler.”
O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler. İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır. Ve doğru yolu bulanlar da onlardır.
اَلَّذ۪ينَ اِذَٓا اَصَابَتْهُمْ مُص۪يبَةٌۙ قَالُٓوا اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَۜ
Onlar ki, başlarına bir musibet geldiği zaman: “Şüphesiz ki biz Allah'a aitiz/Allah'tan geldik ve hiç şüphesiz yine O'na döneceğiz. ” derler.