Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
HK
Gün ve Gece ile gündüz NOT Ve bağlacı bir şeyin ayrılığını İle bağlacı bir şeyin birlikteliğini İfade edermiş
Çarpıtma ve Yalan....!!!
Bugünkü Türkiye konjonktüründe laik-seküler elitlerin türbanlıları aşağı görmesi, onlardan irite olmaları ne kadar gerçek? Cevap ; Külliyen yalan...!!!! Gerçek olsa bile bu, bugünün Türkiye’sinde önemli bir mesele mi? Açık giyiniyor diye mahallede, işyerinde “müsait” gözüyle bakılan sıradan bir kadının derdi mi önemli bugün, yoksa türbanlı bir kadının elit laikler tarafından aşağı görülmesi mi? Memleketin en çok gerilim biriken fay hattına bakarken Din baskısından hiç mi haberiniz yok? Oysa Bakara Suresi ayet 256'da "dinde zorlama yoktur" demesine rağmen... Turkiyede 'ki azınlıkların (Ermeni, Rum) çocuklarının bile okul bulamadığı için trajikomik bir biçimde imam hatiplere gitmesine sebep olacak kadar okulun imam hatipe dönüştürüldüğünden haberiniz yok mu? -Cevap Meral Okay'dan olsun öyle bitirmiş olayım... “Cehalet bizi boğuyor artık. Eskiden zalimin zulmü vardı, şimdi cahilin zulmü! Yalnız cehalet değil, cehalet ve kötü niyet karması, bu ülkedeki her vicdanlı, iyi niyetli, kaliteli insanı boğuyor artık. Bir yanda körkütük cahil kötü niyet, bir yanda hoyratlık, sevgisizlik, düşmanlık ortamı… Bir şey oldu bu insanlara, kimse kimseyi sevmez oldu. Sinsi, bir tür nefret başını çıkardı bütün duyguların arasından. Alaycılık bütün üslupların arasında belirginleşmeye başladı. Sadece ezberletilen şarkıları söyleyebilenler ortalıkta. Sevmeden aşık olanlar, kavga etmeden yenenler, cin olmadan adam çarpanlar yeni kurallar koydular sanki ve kaptırdı insanlar kendini bu düzene.” dahası canınızın sağlığı ve gerisi hayat....!
Reklam
Asr Suresi - 1-3. Ayet (1) Asra yemin ederim ki, (2) Insan gerçekten ziyandadır. (3) Ancak iman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabri tavsiye edenler başkadır. Sürede bu ziyandan ancak şu dört özelliğe sahip olanların kurtulacağı ifade edilmiştir. a) Samimi bir şekilde iman etmek (iman hakkında bk. Kur'an Yolu, Bakara 2/256; Nisa 4/136-137); b) Dünya ve âhiret için yararlı işler yapmak, yani din, akıl ve vicdanın emrettiklerini yerine getirmek, yasakladıklarından kaçınmak; c) Hakkı tavsiye etmek: d) Sabri tavsiye etmek. Mehmet Akif Ersoy'un deyişiyle Asr süresi bize şunu anlatır: "Hälikin nä-mütenahi adı var en başı Hak Ne büyük şey kul için hakkı tutup kaldırmak Hani ashâb-ı kiram ayrılalım derlerken Mutlaka süre-i ve'l-Asrı okurmuş bu neden? Çünkü meknün o büyük sürede esrar-i feláh Başta imân-ı hakiki geliyor sonra salah Sonra hak sonra sebat: İşte kuzum insanlık Dördü birleşti mi yoktur sana hüsran artık" (Safahat, İstanbul 1944, s. 419).
TEKFİR ŞER-İ BİR KÂİDEDİR.. 2
Ancak İslâmı sabit olmamış fakat müslüman olduğunu iddia edenler için şartlar ve engeller aranmaz. İşte günümüz dinci gruplarının bu konuda anlamadık şeyde budur. Günümüzde bazı insanlar, davetçinin vazifesinin sadece İslama davet olduğunu, insanlar hakkında hüküm vermenin doğru olmadığını iddia etmektedirler. Onların iddiasına göre insanlar
Bismillah
Sana indirilene (Kur’ân) ve senden önce indirilen (Kitaplara) iman ettiğini "zannedenleri" görmedin mi? İnkâr etmekle emrolundukları hâlde tağuta muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan onları uzak bir saptırmayla saptırmak ister. (Nisâ, 60) Allah azze ve celle "İnkâr etmekle emrolundukları hâlde tağuta muhakeme olmak istiyorlar"
61 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.