Bu benim okuduğum ilk Ahmet Ümit kitabı...
Sanırım bu yazarı geç okumaya başlamış oldum. Bu kadar geç kalmış olma sebebim ise onu siyasal islamcı sanıyordum. Ama neden böyle sanıyordum bilmiyorum....
Kitabı sevdim mi sevmedim mi bilmiyorum. Açıkcası aklıma gelen ve umarım böyle bitmez dediğim şekilde bitti. Alalacele yazılmış bir final hissi oluştu bende. Değişik bir kurgusu ve örüntüsü var. Ama ingiliz ana kahraman olunca, elif şafağin aşk romanina dönecek diye korkmadım değil. Ahmet Ümit, erkek bir yazar olarak, kadın bir karakterin duygusal karakterini de öne çıkararak çok güzel yazmış. Bu benim takdir ettiğim bir yetenek. Diğer açıdan her türlü tarikat vb yapılanmalara daha önce uzak durduğum ve bundan sonrada uzak duracağımdan, tasavvufla da ilgilenmediğimden.
Kimin Allah'ın sevgili kulu olduğunu, Allahtan başka kimsenin bilemeyeceğinden,
Allahla kulun arasına kimsenin giremeyeceğine inandığımdan dolayı "mürşidi olmayanın imamı" şeytandır gibi sözleri riskli bulduğumdan...
Pek benlik bir kitap değildi.
Lakin bana bazı kavramları öğretti. Mesela tennure nedir, tennure üzerine hirka neden giyilir onu bilmiyordum.
Daha önceden elif şafağin Aşk'ını okuduğumdan ve saide kuds ( sanirim adi buydu) kimya hatun romanini okuduğumdan, bu kitabı okurken biraz sıkıldım.
Kitabın sonunda verilen kaynakçada çok sıkı kitaplar var. Bakmadan gecmeyin derim.