Neden aniden Alaska'ya döndüm ve neden sahte totem direklerine bakmak için beni bir yere götürmekte ısrar eden birinin arabasına binmiş gidiyorum? Günlerin, haftaların, ayların ve yılların sırasını kaybettiğinizde böyle oluyor galiba.
“Burada güzel şeyler yaratabilmek çok daha iyi. Neredeyse yarım kalmak üzere olan bir hayatı yeniden canlandırmak da öyle.”
“İşimi yaparken bunu şimdiye kadar öğrenmiş olmam gerekirdi. Yıkmak o karanlığı iyileştirmez ya da yok etmez.”
“Şu anda küçük bir yıkım yaratmak üzereyiz.”
“Bu farklı. Yeni bir şey yaratmanın yolunu açıyor.”
“Bu şekilde bakmak hoşuma gitti.”
“Benim de.” Dudağımın kenarına bir öpücük kondurmak için eğildi ama elinden kurtuldum. “Hayes,” diye tısladım. “Ailen.” Sırıttı. “Sanırım seni her yerde, mümkün olduğunca sık öpmeyi alışkanlık haline getirmeye çalışacağım.”
Yanaklarım kızardı.
“Şu anda bu konu hakkında konuşamam.”
“Ama bir gün konuşacağız. Ayrıca bu, benden kaçmayı bırakman gerektiği anlamına geliyor.”
Peygamberimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) ifadesiyle,
“ Kendini bilen , Rabbi ’ ni bilir .”
Çünkü, görünmeyen Yaratıcı’yı bilmek için, görünen eserlerine bakmak lazımdır.
1899. Cerîr İbni Abdullah radıyallâhu anh şöyle dedi:
Bir gece Resûlullah’ın yanında bulunuyorduk. On dördüncü gecesindeki aya baktıktan sonra şöyle buyurdu:
“Şu ayı hiç bir sıkıntı çekmeden gördüğünüz gibi Rabbinizi de ayan beyan göreceksiniz.”
Buhâri, Mevâkîtü's-salât 16, Tefsîru(50),2, Tevhîd 24; Müslim, Mesâcid 211.Ayrıca bk.Ebû Dâvûd, Sünnet 19; Tirmizi , Cennet 16; İbni Mâce, Mukaddime 13.
1900. Suheyb radıyallâhu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Cennetlikler cennete girince Allah Teâlâ onlara:
- Size vermemi istediğiniz bir şey var mı? diye soracak. Onlar:
- Ya Rabbî! Yüzlerimizi ak etmedin mi? Bizi cennete koyup cehennemden kurtarmadın mı, daha ne isteyelim, diyecekler.
İşte o zaman Allah Teâlâ perdeyi kaldıracak. Onlara verilen en güzel ve en değerli şey Rablerine bakmak olacaktır.”
Müslim, Îmân 297. Ayrıca bk. Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân 11.
Ölenin arkasından bir şeyler yiyip içmek, dünyanın tadına bakmak, taziye yemekleri verip onu bunu doyurmak, acıyla baş başa kalmaya imkân vermemek, şakalar yapmak, öleni unutup hâlâ hayatta olduğumuza sevinmek ağır geliyordu bana.