Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gözleri görmek için yaratılmıştı, ama o ana dek dünyanın sürekli değişen görüntüleriyle dolu ve kendine bakmak yerine dünyaya bakmakla meşguldüler.
128 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Bismillahirrahmanirrahim, Öncelikle söylemek isterim ki İmam Gazali'den gerçekten Allah razı olsun. Gökyüzüne bakmak, hayata bakmak, bakmak değil sadece, görmek, okumak.. İmam Gazali bana kitaplarında genel olarak hep ayetler ekseninde hayata bakmanın yolunu gösteriyor, öğretiyor. Bir ayet veriyor ve o ayeti hayatta bize gösteriyor bak
Gökyüzüne Bakmanın Faydaları
Gökyüzüne Bakmanın Faydalarıİmam Gazali · Nesil Yayınları · 20221,704 okunma
Reklam
"Kulak medeniyeti" idik, “göz uygarlığı” olduk. “Göz, yol göstericidir; kulak yol buldurucudur." diyor Hz. Mevlânâ. Bunun için mi düşünemiyor, "yeni şeyler” söyleyemiyoruz? Semâ yani işitme, tasavvufta gerçekten çok önemli bir husustur. Aslında geleneksel eğitimde işitme çok önemlidir, işitmenin ardından görme gelir. Görme ameliyesi önce kafa gözüyle başlar, ardından tamamen kalp gözü veya bazı geleneklerde üçüncü göz olarak tabir edilen gözün açılmasıyla sürer ki gerçek görme odur. Aksi takdirde, görmek ve bakmak ayrımı olur. Zira her bakan görmez. Bu Kur'ân-ı Kerim'de dahi ifade edilir: "Ey Habibim! Onları sana bakar görüyorsun ama onlar seni görmüyorlar."
Hani bazen biri vardır, en büyük kötülüğü kendine yapan. Öyle deriz, ne yaptıysa, kendine yapıyor. Yahut bizizdir o, öyle derler, hâlbuki ne kadar iyi biriyizdir eskiden, ah ki ne ahtır vesaire. Hakan Şenocak, "Ne yaşıyor ne de ölüyordu. Yığılmak istiyordu. Dökülmek, kaybolmak, yok olmak istiyordu. İçindeki çatışma bitsin istiyordu."
Kendini ilk kez gerçekten görüyordu. Gözleri görmek için yaratılmıştı, ama o ana dek dünyanın sürekli değişen görüntüleriyle dolu ve kendine bakmak yerine dünyaya bakmakla meşguldüler.
Gözleri görmek için yaratılmıştı, ama o ana dek dünyanın sürekli değişen görüntüleriyle dolu ve kendine bakmak yerine dünyaya bakmakla meşguldüler.
Reklam
çocukluğun kendine özgü sırlarının olduğunu, insana ölümlü olduğunu hatırlattığını ve o ölümlülüğün cesareti ve sevgiyi tanımladığını düşünmenin kendine özgü bir hoşluğu var. Geleceği görmek için geçmişe bakmak gerek: her hayatın kendi sahte ölümsüzlüğünü yaratışı: döngü
Sayfa 1061 - Altın KitaplarKitabı okudu
Genel olarak bakıldığında, yayın organlarında çıkan fotoğraflarda gösterilen feci biçimde sakatlanıp yaralanmış bedenler Asyalılara ya da Afrikalılara aittir. Bu gazetecilik adeti, egzotik (yani sömürgeleştirilmiş) insanları çekinmeden teşhir etmeyi matah belleyen ve kökü yüzyıllara dayalı bir pratiğin mirasıdır: Nitekim, Afrikalılar ve uzak Asya ülkelerinin sakinleri, 16. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına değin Londra, Paris ve diğer Avrupa başkentlerinde açılan etnolojik sergilerde hayvanat bahçesi hayvanları gibi teşhir edilmiştir. Shakespeare'in Fırtına'sında soytarı Trinculo'nun ucube Caliban'a rastlayınca ilk aklına gelen düşünce de onu İngiltere'de sergileyebileceği olmuştur: "...hiçbir eğlence delisi önüme gümüş para atmadan gitmez. Topal bir dilenciyi sevindirmek için bir kuruş vermezler de, ölü bir yerli görmek için on kuruşu hiç düşünmeden gözden çıkarırlar." Egzotik ülkelerde yaşayan koyu tenli insanların başlarına gelen canavarlıkların fotoğraflarının sergilenmesi, bize kendi şiddet kurbanlarımızın bu şekilde teşhir edilmesine nasıl karşı çıktığımızı unutturarak, bu alışkanlığı devam ettirir; ne de olsa ötekiler, düşman sayılmadıklarında bile, aynı zamanda (bizim gibi) bakan kişiler değil, yalnızca (kendilerine) bakılacak kişiler sayılır.
Sayfa 77 - Can Yayınları 1. Basım, Ekim 2023Kitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.