Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
248 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Zeus Kabadayı | Kırdığın Yerden Kırıl Merhabaa Kitabın ismi bile aslında çok şey anlatıyor değil mi? Bir şeyleri bizim yerimize dile getiren, kaleme alan birileri varmış. Bazen kendimizle bile konuşamadığımız , unutmaya çalıştığımız, görmezden geldiğimiz duyguları başka birinden okumak…Sanki okuyormuşum gibi değil de bir arkadaşımla karşılıklı dertleşiyormuşum , sohbet ediyormuşum hissi verdi kitap bana. “Hayat balık tutmayı öğretmez, hayat seni denizin ortasında bırakır, önce bir kara bul ,der” Hepimizi kırdılar, hepimiz birilerini kırdık. Belki isteyerek belki de istemeyerek. Oyunun kuralı bu. Birileri kırılacak, birileri mutlu olacak. Hepimizin yaraları, kırıkları var. Hepimiz acı çeken insanlarız. İnsanız çünkü. Acı çekeriz, düşeriz, kalkarız, öfke duyarız, sinirleniriz, kırılırız. Severiz. Bunlar çok normal duygular. Dozunda yaşadığımız sürece bunları ve hayatı, hepsi gayet doğal. Dozunda yaşayamıyoruz ama değil mi? Sevmeyi de abartıyoruz, acı çekmeyi de abartıyoruz, öfkeyi de… Oysa bir bıraksak, sakinlesek, kabullensek yaşadığımızı. Alışmamız daha kolay olur. Çünkü geçmeyen şeyler vardır. Acı gibi. Alışman gereken şeyler vardır. Kabullenmezsen, alışamazsın… ️Yazarın kalemini beğendim, akıcıydı. Her sayfası duygu yüklü, okuyan herkesin kendinden bir şey bulacağı bir kitap. Altını çizmeye doyamadığım alıntılar, her biri iç sesim resmen. Genel hatlarıyla sevdiğim bir eser oldu. Tavsiyemdir.
Kırdığın Yerden Kırıl
Kırdığın Yerden KırılZeus Kabadayı · Hayy Kitap · 202495 okunma
88 syf.
7/10 puan verdi
Derin bir nefes alın ve kitap bitene kadar tutun nefesinizi, çünkü kitap boyunca size eşlik edecek yoğun balık kokusu sizi oldukça rahatsız edecek. Spoilersız bir inceleme yazmak istedim, bu yüzden kitabı okumayı düşünen herkes rahatlıkla incelemeyi de okuyabilir. Adını sürekli duyduğum bu karanlık yazarı ilk okuyuşum ve nedense içimden bir ses doğru kitapla başladığımı söylüyor. Konuyu, analizleri ve bütün anlatılanları boş verdim. Sadece korkma isteği ile elime aldığım bu kitabı ve gün içinde de bitirdim, çünkü yazar merakımı dinç tutmayı başardı. Ne olacağını az çok tahmin edebiliyor olsam dahi o heyecanı hissettiriyordu bana. O an ne yaşıyorsa karakter, ben de onu rahatlıkla hissedebiliyor ve onunla yaşıyordum. Anlatım dili akıcı idi fakat tek eleştirim şu olabilir bu noktada -tabii ki haddim olmayarak ve oldukça kişisel bir yorum olarak- betimlemelerde zaman zaman kaybolduğumu hissettim, bu da bazen çok küçük bir miktar olayadan kopmama neden oldu. Onun dışında Lovecraft okumak cidden güzel bir deneyimdi. Tavsiyem, gerçekliğinizi kapıda bırakmalı ve bu kitabı öyle okumalısınız! "Tüm bunlar mümkün olabilir mi"yi sorgulamak, zihninizin bu bilinmezliği hissedebilmesi için muazzam bir fırsat olacaktır. Hem delilik nerede son bulur ve gerçeklik nerede başlar, bilemeyiz değil mi? Sonuç olarak tanıştığıma memnun oldum sayın Lovecraft! Sizlere de incelemeyi okuduğunuz için teşekkürü borç bilirim...
Innsmouth'un Üzerindeki Gölge
Innsmouth'un Üzerindeki GölgeH. P. Lovecraft · İthaki Yayınları · 20201,003 okunma
Reklam
144 syf.
10/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Bu kitap beni çok etkiledi..
Merhaba! Kitap bir çocuğun hayal dünyasına, gerçek dünyasına dayanıyor. Hiçbirimiz küçükken olduğumuz gibi değiliz. Küçükken doğru bildiğimiz şeyleri yapmaktan asla çekinmezdik. Bir şeyi yapacağız diyorsak pes etmeden yapardık. Burdaki çocuk da öyle yapmış, hep gemiyi beklemiş, balık olmaya çalışmış.. Kitapta dikkatimi çeken diğer bir şey de nine ve dedeydi. Dedelerimiz hep daha yakın olur bize onların yanında istediğimiz yaramazlıkları yaparız, bizi çoğu zaman üzmezler, bize kızmazlar. Ya ninelerimiz öyle mi..? Açıkçası Büke teyzenin çocuğunun olmaması beni çok üzdü. Beni daha çok üzen de Büke teyzenin bu kadar üstüne gidilmesiydi. SPOİLER Kitabı okurken hep çocuk yalnız kalacak diye üzülmüştüm. Ya dedeye bir şey olursa ve çocuk o evde yalnız kalırsa diye. Ama çocuk yalnız kalmadı, dede yalnız kaldı.
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Elips Kitap · 200670,6bin okunma
52 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Küçük Kara Balık
Küçük Kara Balık
Çocuk kitabı olarak gözükse de yetişkinlerinde okurken keyif alabileceği bir kitap. Tarz olarak küçük prens tarzında . Ben çok beğenerek okudum . Keşke çocukluğumda bu güzel eseri fark edebilseydim.
Küçük Kara Balık
Küçük Kara BalıkSamed Behrengi · Can Yayınları · 202331,2bin okunma
96 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Ağaç kovuğundan çıkmak: bu deyişi çok severim. Yalnız olmadığımı, dünyaya öylesine gelmediğimi anımsatır bana. Ağaç kovuğundan çıkmadık, var elbet bir annemiz babamız. Ama, bir aması da var. Herkesin kovuktan çıkmaması kendine, herkesin ebeveyni bir değil. Biz nasıl ki bir değiliz~ Kimimizin halası annelik yapar, kimimizin babası en yakın sırdaşı. Fil Gözü bu ağın ortasına çekti beni. Bir cümbüşün içine. Ağaç kovuğundan çıkmamış ama bir ağacın kovuğuna sığınanları okudum sanki. Koşmuş da yorulmuş, çok duymuş da kulaklarını tıkamış, dönmüş durmuş da yönünü bulamamışları.. Bir de kirpileri, kuşları, filleri.. . Mevsim Yenice, bir pencerenin arasından sızan ışığı yüzümüze tutuyor. Gözlerimizi kaçırabilir ya da o pencereyi biraz daha açabiliriz. Fil Gözü’ndeki sekiz öykü de sarmaladı beni (özellikle Buzda Balık Avı ve Lokal Anestezi), gök dolsun içeri diye pencereyi açanlardan oldum ben. Belki siz de öyle yaparsınız~ . Ata Uzuner kapak tasarımıyla ~
Fil Gözü
Fil GözüMevsim Yenice · Can Yayınları · 20243 okunma
88 syf.
2/10 puan verdi
Bir Türkçe öğretmeni olarak asla çocuklara okutulmamasını düşündüğüm bir kitap. Küçük Kara Balık’ tan yola çıkarak öğrencilerime hediye edebilirim diye almıştım ama iyi ki vermeden önce okumuşum. 6 yaşındaki bir çocuğa aşkını ilan eden bir çalışan ve onun kendine karşılık vermeyen bu kıza ders verme çabası anlatılıyor. Kitabın çoğunda evlilik konusu işleniyor. Değil küçük yaş grubuna büyüklere bile tavsiye edemem.
Sevgi Masalı
Sevgi MasalıSamed Behrengi · Can Çocuk Yayınları · 20232,299 okunma
Reklam
106 syf.
10/10 puan verdi
Çağımızın hastalığı Anksiyete (Kaygı) yoğun bir iç sıkıntısı, huzursuzluk, kolay giderilemeyen bunaltı ve endişe halinin tarifidir.Melek de ruhunu kıskıvrak saran ve kendini kaybolmuş hissettiren bu hastalıkla baş etmeye çalışıyor, kendini hatırlamaya ihtiyaç duyduğu zamanlarda çocukluğuna,en mutlu anılarının olduğu o eve gidiyordu. Denizci ile o
Kalbe Yolculuk
Kalbe YolculukTülin Özçakır · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 20232 okunma
88 syf.
9/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Bayıldım ! Hikaye zaten çok sürükleyici. Bir de hayatınızda bir kez olsun balık tutmayı deneyimlediyseniz bayılırsınız. O balığı bekleyiş, yakalayınca gelen heyecan o kadar iyi anlatılmış ki. Gerçekten Hemingway haklı, bu yazdığı en iyi şey.
Yaşlı Adam ve Deniz
Yaşlı Adam ve DenizErnest Hemingway · Bilgi Yayınları · 202332,2bin okunma
52 syf.
·
Puan vermedi
La fonteine masallarının Samed behrengi hali demek yanlış olmayacaktır diye düşünüyorum. Öyle ki la Fonteine'de olduğu gibi karakterler hayvanlar ve okuyuculara hayat dersi veriyorlar. Hayatı yaşamış olmak adına yuvasından ayrılan küçük balık hayatının amacını bulmak için salyangozun yanına gitmeye karar verir. Bu yolculukta tek gibi görünse de diğer hayvanların aforizmalarıyla hayat heybesini doldurur. Pelikanla karşılaşmasında yola çıkınca mutlaka korkun geçer cümlesi aslında insanlarında hayattaki yolculuğunun bir özeti değil mi? Ölümden korkuyoruz, öldükten sonra ne olucak bilmiyoruz, ölümün ne anlam ifade ettiğini anlamıyoruz ve ona rağmen yoldayız hedefler koyuyor bu hedefler için çabalıyor birikim yapıyoruz. Peki buna rağmen hala korkumuz geçti mi geçmedi. Ölüm başkalarının yaşamını nasıl etkileyeceği değil mi? Kara balık geride bıraktığı yuvasını sırf onlar yaşamı anlasınlar diye yolculuğa çıkmadı mı. Denizi düşünüp hayal kuranlara çok güzel bir kitap.
Küçük Kara Balık
Küçük Kara BalıkSamed Behrengi · Can Yayınları · 202331,2bin okunma
152 syf.
5/10 puan verdi
Buğu
Merhabalar kitap severler. Bugün #buğu -#cansertaçsaatçıoğlu kitabını okudum. Sahilde balık tutan bir adam bir sabah erken saatlerde bir ceset buluyor. Başkomiser Zeki ve ekibi hem cesetin kim olduğunu bulmaya çalışıyorlar hem de katili arıyorlar. Komiser Zeki biraz obsesif biri. Türk dilinin doğru kullanılmasına takıntılı. Cilt bakımı ve giyim kuşam yönünden de çok dikkatli. Ben onun kadar şık ve bakımlı bir başkomiser görmedim doğrusu. Kahve çok seviyor yardımcısı Kerem’in çay sevmesine tezat olarak. Kerem evlenmek üzere. Amirini nikahta görmeyi çok istiyor ama Zeki başkomiser yeminli gitmem diyor başka bir şey demiyor. Zeki Başkomiserin ailesi dağılmış. Karısından ayrılmış, kızını bir kazada kaybetmiş. Kızıyla ikiz oğlu var. Ondan da kopmuş. Hatta torununu bile görmemiş hayatında uzun seneler. Klasik müzik ve rakı seviyor, yanında zeytinyağ gezdirilmiş peynir. Araştırmalar sonucunda ölen şahsın bir ressam olduğu ortaya çıkıyor. Ressamı kim öldürdü? Resimleri de bir garip adamın. Çıplak bir sırt, sırta doğrulmuş bir silah ve değişen atmosferler. Bizi katile resimler mi götürecek? Yoksa Zeki Başkomiserin keskin zekası mı? Ben normalde polisiye kitapları çok severim ama bu hikaye biraz kopuk kopuk geldi bana. Belki yazarımızın okuduğum ilk kitabı olduğundan, tarzını çözememiş de olabilirim. Yine de şans verilebilir bir kitap.
Buğu
Buğu
Can Sertaç Saatçioğlu
Can Sertaç Saatçioğlu
Buğu
BuğuCan Sertaç Saatçioğlu · Oğlak Yayınları · 20241 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.