Bizi telefonumuza bu kadar bağlı kılan ne? Arayana hemen o an cevap vermezsek hayatımızın sonu gelecek gibi hissettiren?... Halbuki sürekli ulaşılabilir olmak korkunç bir kontrolcülüğü getiriyor beraberinde . Bir de yorgunluğu tabii. Sözgelimi ailemizden birisi aradığında yanıtlayamazsak yahut aramamız yanıtsız kalır da bir süre dönüş olmazsa bize, en korkunç senaryolar beliriyor zihnimizde. Yalnızca evlerde telefonların bağlı olduğu, sokağa çıktığımızda iletişimi kopardığımız o zamanlar bir hayal sanki. Şimdi diyeceksiniz ki bana, eskiden böyle kötücül değildi dünya. Eskiden azıcık geç kalsa beklediğimiz, gözümüz sokağa düşmüyordu hemen. Olabilecek olanın en korkuncu gelmiyordu aklımıza. Trafiğe takılmıştır, diyerek devam ediyorduk işimize. Doğru. Haklısınız. Fakat düşündük mü hiç, kötüyü ve kötülüğü bu kadar hızla yaygınlaştıran ne? Biz aynı bizsek eğer.
— Ben durmam, sevgiye de, ölüme de giderim. — Ben dururum, sevgi de, ölüm de bana gelir. — Sen dur.
Reklam
Bu dünyada hayatta kalmayı hak eden şeyler var, diyordu Filistinli şair: Nisan ayının tereddüdü, seher vakti ekmeğin kokusu, bir kadının erkekler hakkındaki görüşleri, aşkın başlangıcı, bir taşı sarmalayan çim, savaşçıların anılarından korkması ve de eylülün sonu, diyerek sıralıyordu kendi tahayyülündeki hayatı. O, uzun seneler boyu mezalime uğrayan bir milletin ferdiydi. Lakin hayatta güzel olan şeylerin farkındaydı. En büyük ızdırapların bile arasında, yaşamaya değer şeyler var, diyor bu şiir bana.
Sayfa 22
Geçerim şiirlerimle ağaç altına Sen ve bir şişe şarap, bir somun ekmek yanına, Huzur veren ezgisiyle Ah, bu ıssızlık cennettir bana
KORİDOR YAYINCILIK - 183Kitabı okuyor
Gerçi babamı gerçek bir muhabbetle sevmem için de ortada bir sebep yoktu; onunla aramızda daima bir yabancılık mevcut kalmıştı ve birisi bana: "Senin baban iyi bir adam mıydı?"" diye sorsa, verecek cevap bulamazdım. Çünkü iyiliği ve fenalığı hakkında bir fikir sahibi olacak kadar onu tanımıyordum. Babam benim için "İnsan" olarak hemen hemen hiç mevcut değildi; yalnız "Baba" dedikleri mücerret bir mefhumun insan şeklinde görünüşüydü.
Sayfa 141 - -142
Reklam
Bana: “güzel bir çay içmek mi istersin, yoksa dünyanın batmasını mı?” Diye sorsalar, hemen “çay içmek!” Diye bağırırdım. Bunu biliyor muydun?
Sayfa 133 - Halk kitabeviKitabı okuyor
"..Çıkarır bakardım kimseler yokken; Beni bana gösterecek aynamdı, almışlar."
Bırak seviyorum demeyi.. O mu senin içinde tutuk.. Sen mi onun içinde tutuksun? Bunu açıkla bana.
— Bana bir çocuk ver. — Sence aşk bu mudur? — Bence aşk bu olsa ne çıkar, olmasa ne çıkar.. Biz aşkca onlar değil miyiz?
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.