Deneyim bana ortak yaşamda sıklıkla karşılaşılan tüm şeylerin boş ve beyhude olduğunu öğrettikten sonra, korkumun nedeni ve nesnesi tüm şeylerin, zihin bunlar tarafından harekete geçirilmedikçe, kendi­lerinde ne iyiye ne de kötüye sahip olduğunu görüp,kendisini iletebilir ve de diğer her şey reddedildiğinde zihni tek başına etkileyebilir gerçek bir iyinin olup olmadığını; aslına bakılırsa keşfi ve edinmesi bana ebediyen sürekli ve üstün bir neşe verecek bir şeyin olup olmadığını soruşturmaya karar verdim nihayet. Spinoza
Sınırlar kadar hiçbir kısıtlamadan sıkılmadım ve kendi sınırlarım içinde sınırsızlığımı kurdum. Hiç değilse bana özgü bir sınırsızlık, kendi suskum, kendi çığlığımın sınırsızlığı.
Reklam
"Allahım doğruyu seçebilmeyi bana ilham et” Bu düşünceler eşliğinde okula ve derse yetişme 🍃 Mayıs, 2024
Yok olmak isteğiyle kalbim attığı zaman, Bana: Yaşa der gibi gülen senin yüzündü.
Resul'ün; "Rabb'im bana eşyanın aslını/hakikatini göster" hadisi evrensel ve rûhsal boyuttaki fizik ötesi gerçeklere işaret eder. Resul Muhammed'in bu hadisteki görüşüne göre bu dünyada görünenlerin hepsi hayaldir! O zaman bu büyük gerçeğe göre yapılan dini merasim veya seremonilerin hakikat boyutunda ne değer ve anlamı vardır?
"Kardeş, aman terörist falan değilsin ya!" diyerek soruyla karışık için­ deki kuşkuyu dile getirdi. Güldüm: "Tabii teröristim! Terörist olmasam, Halit, Engin terörist olmasa, ge­cenin bu saatinde Ferizdağ tepesinde ne işimiz var? Terörist olmasam ta Almanya'dan kalkıp da buralara gelir; Havva Nineyle, Salih Tilkiyle konuşacağım diye koşturur muyum? Keşke her terörist benim gibi, bi­zim gibi olsa!..." ... Gece bir vakit gözlerime uyku girmedi. Nedir bu böyle? Yunanis­tan'da, Vraşno'da, Vatalakos'ta ve diğer yerlerde kimse bana "Sen te­ rörist misin? Sen şu musun, bu musun?" diye sormaz, kuşkulanmaz, korkmazken; neden kendi yurdumda, kendi insanlarım her adım başı soruyor, kuşkulanıyor, başlarına bir iş gelmesinden korkuyordu. Ne­dir bu dağı taşı, kadını erkeği, gencini yaşlısını saran kuşku ve korku? Ben de korktum kendi ülkemde, kendi insanlarımın korkusundan! Bu sorular, bu korkular, bu düşüncelerle sağıma döndüm, soluma döndüm; güzel günleri, korkusuz yaşanılan günleri düşledim...
Reklam
Allah ondan râzı olsun, Mücâhid der ki: Âdemoğlu öldüğü zaman kendisine ilk hitap eden kabir çukurudur. Der ki: — Ben haşerât yuvasıyım. Ben yalnızlık, ben gur­bet, ben zulmet eviyim. Bunlar benim sana hazırladıklarımdır. Sen bana neler hazırladın?
Beni unutmuştu, bana bir dakika önce verdiği sözü unuttuğu gibi yemini de unutmuştu.
Mürid Nasıl Çalışır? Gavs-ı Bilvânisî Abdülhakim Hüseynî hazretlerine (kuddise sırruhû) sordular: – Mürşid-i kâmil, müridine nasıl himmet eder? Hazret şöyle cevap verdi: – Ben Hazne’de iken kalbime vesvese gelmiş ve, Artık Şah-ı Hazne’nin dergâhına layık değilim diye düşünmeye başlamıştım. Mürşidimden uzaklaşmak, dergâhtan ayrılıp gitmek istiyordum. Şah-ı Hazne [kuddise sırruhû] camiye giderken yanına yaklaştım ve derdimi söyledim. Şah-ı Hazne bana şöyle dedi: – Mürşidin himmeti, müridin çalışmasına bağlıdır. – Peki, mürid nasıl çalışır, diye sordum. Bana şöyle dedi: – Mürid, Rabb’inin emirlerini yerine getirir ve yasaklarından kaçınırsa çalışmış olur
❛❛...insana yalnızken dostluk eden şeyler ۵
Halife Me'mûn bir gün çocuklarından birinin yanına girer. Elindeki bir kitaba baktığını görür. "Oğlum, kitabında nelerden bahsediliyor." diye sorar. Çocuk da " Zihni keskinleştiren ve insana yalnızken dostluk eden şeyler ." cevabım verir. O da "Beden gözünden daha çok akıl gözüyle gören bir çocuğu bana nasip eden Allah'a hamdolsun." der.
Askerî, Dîvânu'l-Meânî, s. 183.Kitabı okuyacak
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.