Ama gururun kırılmış, küçük düşmüş olarak taşıyacağım seni oraya, yalnız yaptığım iyiliği
borçlu olmayacaksın bana, aynı zamanda hayatını da
borçlu olacaksın. Benim için hayatını kazandığın günlerden birinde sana söylediğimi hatırlıyor musun, aşağılık yaltakçı?
''Kendimi bağışlamayı, yargılamamayı ama geçmişten ders almayı öğrenmem gerekiyordu. Bana kabul etmeyi ve içten olmayı ve başkalarını da aynını yapabilmesi için kendimi sevmemi öğrettiler.''
Gel gel i gönül hûblar elinden hazer eyle
Hikmetüni hûblar ile kim muhtasar eyle
Dâ'imâ gönül bildügüni piş idinürsin
'Akıl katında gel ahı bir dem karâr eyle
'Işk ile gönül şem' ü çerâğ gibi yanarsın
Billah i gönül bir dahı bana nazar eyle
'Işk zülfikârın çünki gönül elüne aldun
Nefs-i zâlimün boynına ur bir hüner eyle
Terk it i gönül cism ü cânı cihâna kalma
Zinhâr i gönül 'ışk ile her dem pazar eyle"
İçimde bastırılmış isyanlar, susturmakta güçlük çektiğim çığlıklar, yüreğimde hasret, dilimde zehir, sinemde ateş... Her bir kelime öfke bana, her gün sürgün, her yer zindan...
Özgürüm : hiçbir yaşama nedeni kalmadı artık bana ; denediğim bütün nedenler beni bıraktı: başkalarını da tasarlayamıyorum. Daha genç sayılırım; yeniden başlamaya yetecek gücüm var. Ama nereden başlamalı? En şiddetli korkulara, bulantılara düştüğümde beni kurtarır diye Anny'ye ne kadar güvenmiş olduğumu ancak şimdi anlıyorum. Geçmişim öldü, M. de Rollebon öldü, Anny sadece bütün umutlarımı kırmak için geri geldi. Bahçeler boyunca uzayan şu beyaz sokakta yalnızım. Yalnız ve özgür. Ama bu özgür lük ölüme benziyor biraz.
“Adama o kadar âşık ki, adam ne dese, ne yapsa nafile. Susup oturur, kabullenir. Hep olduğu gibi her an kendine acır. Çok sever adamı, öyle çok ki, her zulmüne dayanır. Aşktır onu bu hale koyan. Gerçekten çok acıyorum bu kıza, bana...”
Bana fazlasıyla kendimi hatırlatırdı, benimle aynı eğitim boyunduruğu altına girmişti. Özellikle açgözlülüğünden tiksinirdim çünkü muhtemelen ben daha açgözlüydüm. Açgözlülük derin bir mutsuzluğun en şaşmaz belirtilerinden biridir
Kim, nasıl, hangi bahaneyle onu bana tanıştırdı, unuttum gitti. Çünkü unutulmayacak yalnız o kaldı. Ondan öte göklerde yıldızlar mı vardır? Denizlerde vapur mu?.. Hatta geceleri doğmadığı için güneş de yoktur. Hele ay!