“Ben her zaman doğru olan şeyi yapmaya çalışırım. Annem bana her zaman insanlara karşı nazik olmamı söylerdi, çünkü öyle davranırsan belaya bulaşmazsın ve her zaman da çok dostun olur derdi.”
BEYZA ALKOÇ - BUL BENİ
Bana iyi gelen, bana yaşadığımı hissettiren tek şey onunla olan arkadaşlığımızdı... Peki ya onun annem ve ağabeyi Deha'nın evlilik kararından haberi var mıydı? Eğer bunu biliyor olsaydı bana boşanma haberini verirken bunu da söylerdi. Belli ki bu haberi duyacağı ilk kişi ben olacaktım.
Reklam
Annem her şeyin sırf benim için olduğunu söylerdi yani başka bir deyişle, buna "sevgi" diyordu. Ama bana göre bu, annemin üzülmemek adına çırpınışlarıydı. Anneme göre sevgi, yaş dolu gözlerle bana bakarak bu durumda böyle şu durumda şöyle yapman gerekir deyip vara yoğa fırça çekmekten başka bir şey değildi. Eğer bu sevgiyse, hiç sevmemek ya da hiç sevilmemek daha iyi değildir midir? Elbette bunu söylemedim. Bunu, annemin davranış öğretilerinden 'çok dürüst konuşursan karşındakini üzersin' düsturunu dilimde tüy bitecek derecede ezberlememe borçluydum.
Sayfa 37 - Peta Kitap YayıncılıkKitabı okudu
168 syf.
6/10 puan verdi
Üniversitede öğretim üyesi olan bir kadının sıradan hayatına gittiği mekanlar üzerinden tanık oluyoruz. Gittiği mekanlarda geçmişe doğru yapılan geri dönüşlerle hayatı sorguluyor. Şu an bulunduğu yer ile olabileceği yerleri kıyaslıyor. Okurken büyük bir beklenti ile okudum. Acikcasi biraz sıradan buldum kitabı. Yazarın dili basit ve anlaşılır.
Olduğum Yer
Olduğum YerJhumpa Lahiri · Domingo Yayınları · 2022532 okunma
Mobbing Bank Diyor ki;
Bilgi Nakli İnsan yaşamdan ne ister? Büyüklerim hep söylerdi; İnsan yaşamak istediği yerde ölmek ister. Ya da insan yaşamak istediği yerde ölür.
Onu sekiz geçtiğinde
Pardon saat kaç diye sordum yanımda otobüs bekleyen kadına. Onu on geçiyor dedi. Teşekkürler dedim.  Arkamı dönüp omzuma çapraz olarak taktığım çantamdan telefonumu çıkarıp çaktırmadan saate baktım. Hayır onu on geçmiyordu. Onu sekiz geçiyordu. On demek sekiz demekten daha mı kolaydı? Neden hep sayıları yuvarlayarak söyleriz ki? Altı geçseydi beş
Reklam
·
Not rated
Afrikalı Leo
AFRİKALI LEO/AMİN MAALOF Ben Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu, ben Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papazın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana Grenadalı, Faslı, Zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim.
Afrikalı Leo
Afrikalı LeoAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202214.4k okunma
ÖYLE BİR HİKÂYE Sinemadan çıktığım zaman yağmur yine başlamıştı. Ne yapacağım? Küfrettim. Ana avrat küfrettim. Canım bir yürümek istiyordu ki... Şoförün biri: – Atikali, Atikali! diye bağırdı. Gider miyim Atikali'ye gecenin bu saatinde, giderim. Atladım şoförün yanına. Dere tepe düz gittik. Otomobilin buğulu, damlalı camlarında kırmızı,
216 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.