2 özel günün çakışması bu kadar güzel olurdu ancak.
Annelik duygusunu bana tattıran oğluma bu konuda teşekkür borçluyum🥰
Çeyrek asırdır severek, çokça yorularak , gurur duyarak yaptığım hemşirelik mesleğimin, anneler günüyle aynı günde kutlanıyor olması da tevafuk oldu 💕
Çünkü her ikisi de sevgiyle, aşkla yapılabilecek , taşınabilecek vasıflar bana göre.
Ne mutlu bana🥰
Nasıl anlatabilirim ki seni
Sana hissettiklerimi?
Ne yıldızın yağmurlaşması
Ne gökyüzünün yapraklanması
Sende gördüklerimi.
Nasıl anlatabilirim ki seni
Bana hissettirdiklerini?
- Hiç pes etmeyi düşündün mü? Yani düştüğünde... Umutsuzluğa kapıldın mı?
- Tam aksine, her düştüğümde Allah'ın beni ne çok sevdiğini, yetişmem için bana özel bir hayat parkuru inşa ettiğini düşünürüm.
Sordukları zaman, bana ne iş yaptığımı, evli olup olmadığımı, kocamın ne iş yaptığını, ana babamın ne olduklarını sordukları zaman, ne gibi koşullarda yaşadığımı, yanıtlarımı nasıl memnunlukla onayladıklarını yüzlerinde okuyorum. Ve hepsine haykırmak istiyorum. Onayladığınız yanıtlar yalnız bir yüzey, benim gerçeğimle bağdaşmayan bir yüzey. Ne
Yaşamımıza keyif katması amacıyla olsun, kişiliğimize katkı sunması amacıyla olsun veya biraz olsun dinlenmek arzusuyla olsun kitaplar okuyoruz. Okuduğumuz kitapların içerisindeki karakterleri ve yazarı anlamak da bu işin en zevkli tarafıdır bana kalırsa. Geçtiğimiz günlerde Ahmet Ümit'in söyleşisinin olduğu salonda bulunarak kendisini canlı bir gözle görmek ve dinleyebilmek şansı elde ettim. Ahmet Ümit'in bizzat yarattığı ve okuduğum bir karakterini, kendisinden dinlemek çok ilgi çekiciydi. Eşik'i okumak buna benzer bir ilgi çekicilikle beyin kıvrımlarımın arasında gezinmeme neden oldu. Çünkü okudukça Tahir'i ve yazarın kendisi arasında bir bağ kurmamak elimde olmadı. Yazarı tanıdığım kadar Tahir'i tanımadığım ve Tahir'in yaratıcısının da yazarın kendisi olduğunu düşündüğüm zaman böyle bir bağı kurma hakkını okuyucu olarak kendimde gördüm açıkçası. Kaldı ki, yazarı biraz olsun tanıyor olmam Tahir'i de anlamama yardımcı oldu. Hatta bir adım daha ileri giderek Tahir'i anladıkça yazarı anladığımı söylemem gerekir. Her okuduğum kitapta elbette yazar-karakter arasında bu derece bir ilişkilendirme yapmıyorum ancak Tahir karakteri özel bir karakter olduğundan, Eşik de yazar ve biz okuyucuları açısından özel bir kitap olduğundan düşüncelerimin bu denli samimi olması gayet doğal. Anlatılmak istenenlerin zihnin zeminine adeta minder kurularak oturtulduğu bir kitap olmuş. Kitap içerisindeki kronolojik yapı da ayrıca bir memento etkisi bırakıyor. Oldukça anlaşılır, açık ve akıcı. Güzel bir insanın bize sunduğu güzel bir eser. Nicelerine.
EşikMuhammed Furkan Arabacı · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 20235 okunma
Tanrım! Sözleşme koşullarını kabul ediyorum. An itibariyle beklentimi deniz seviyesine çekiyorum. Bir iş teklifi aldığımda maaşın asgari ücret olacağını varsayacağım. Yabancı numara arıyorsa muhtemelen dolandırıcıdır, uzak bir akraba arıyorsa birileri ölmüştür, o özel kadın beni sevdiğini söylüyorsa kafası karışıktır, tuttuğum takım maçı önde götürüyorsa uzatmalarda yenilecektir, tüm gözler üzerimdeyse fermuarım açık kalmıştır. Her an en kötüye hazırlanacağım ve senden ödül mahiyetinde sözleşmemizi gözden geçirmeni, bana küçük sürprizler yapmanı bekleyeceğim. Amin.
Jose Saramago’nun Ressamın Günlüğü kitabını iyi ki onca olumsuz yorumu dikkate almadan okumuşum. Kitap bir ressamın anılarını yazdığı içe yolculuk kitabı. Yazarın en önemli şaheseri “Körlük” kitabında olduğu gibi bir olay çevresinde gelişen akıcı bir dille okuyucuyu sürükleyen bir kitap hayaliyle bu kitaba hiç başlamayın.
Lakiiin kendiyle sık sık
Esselâmu aleyküm ve rahmetu’llâhi ve berekâtûhû..
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Bu kitabı bi zamanlar öyle çok okumak istedim ki. Çıktığı yıllar instagram da elden ele gezerdi herkeste görürdüm de bi alıp okuyamadım. Sitede okumuş olanların sayılarının azlığına bakıp aldanmayın, 1k kullanmayan çok insan var kullananlara
Yoğun bir süreçten geçmeme rağmen benim için özel olan iki kitabı temin ettim, kitapların herkes için bu denli ulaşılmaz ölçüye getirilmesi ne acı.
"On Üç Günün Mektupları" adlı kitabı her önerisine bittiğim bir kadın sayesinde rastladı hayatıma, özlemişim aşk ile okumak, aşk ile dolmak. Gerçi uzak bir süre bana bu kavram.
"Jurgen" için bir mazisi var diyebilirim.
Okumama rağmen önerimdir, çünkü Bu iki kitaba rastlama perileri son derece güvenilir 💗
"Ben gösterişi sevmem. Özel anlarımı başkalarına sunmayı da öyle. Büyük cümleler, şiirler ya da yeminler de beklemiyorum. Biri bana ilan-ı aşk edecekse de tek istediğim samimiyetini görmek olur. Bana hissettirmesi yeterli."
Sonra entelektüellerin bildiği güzel bir Lady Godiva'nin hikâyesi vardır. Özellikle şiire tebelleş olan pek çok kişi “ne Godiva geçer yoldan, ne bir kimse kör olur” (İsmet Özel) dizesini ezbere bilir. Godiva'nin hikâyesi şudur: Godiva, kocası Lord Leofric'un halka uyguladığı ağır vergilere isyan eder. Zeki koca bir anlaşma yapar;