576 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Son saniyede yetiştiğim Bulgakov etkinliği sayesinde hem Bulgakov'la hem de onun bu başyapıtıyla planladığımdan daha erken buluşma, tanışma fırsatı yakalamış oldum. Bu vesileyle etkinliğe katkısı olan herkese bir kez daha teşekkür ederim. Eserle ilgili sitede çok nitelikli incelemeler yer aldığı için tekrara düşmekten özenle kaçınmaya
Usta ve Margarita
Usta ve MargaritaMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20207.3k okunma
Ben çok üzgünüm. Ne yapacağımı, nereye sığınacağımı bilmiyorum. Bak ! Ay gibi ellerini benim soğuk ve titrek ellerimde hissetmiyor musun? Sözlerimi kendi ellerinle duyasın ve inanasın diye ellerini göğsüme koydum, boynuma götürdüm, kalbimin üzerine bıraktım. Kalbimin, senin huzurunda ne kadar kıvrandığını, ne kadar özür dilediğini, ne kadar ağladığını, ne kadar dermansız kaldığını anlamıyorsun. Ellerin işitmiyor... Bana ellerin de sitem ediyor. Sağ elini sol göğsümden alıp kalbimin üzerine koyduğum gibi sol elini göğsümden kaldırıp yüzüme koydum. Bak, ne kadar sıcak! Bak, ne kadar sevgi dolu! Baksana, seni ne kadar çok seviyor! Hissetmiyor musun? Ellerin sana hiçbir şey söylemiyor mu? Sen ellerin dilini henüz bilmiyorsun. Hayır, yazık, yazık, yazık! Keşke ellerin dilini sana öğretebilsem. Eller, dilin, gözün, dudağın, kalemlerin, şiirlerin ve hayallerin bilmediği özel dille konuşurlar. Ellerin sözleri bambaşka sözlerdir. Bazı sözleri sadece eller birbirine söylerler. Sadece eller..
Sayfa 359 - Fecr Yayınevi
Reklam
420 syf.
7/10 puan verdi
Klasik bir Amerikan yapımı polisiye bir film tarzinda bir çalışma olup okumasam da olurmuş diyeceğim bir kitap. Kitapta en sevdiğim bölümler psikolojik tahlillerin yer aldığı bölümlerdi. Olayı inceleyen clevenger'in özel hayatı ve oğlu ile olan ilişkileri biraz fazlaca geldi bana. Bilyy karakteri çok saçma ve hikayeye ortusmedi
Psikopat
PsikopatKeith Ablow · Pegasus Yayınları · 2008765 okunma
Başıma harika bir şey geldi. Göğün yedi kat yukarılarına çekildim. Tanrılar orada saf saf dizilip oturuyorlardı. Bana özel bir lütufla bir dilekte bulunma ayrıcalığı bahşedildi. “Ne dilersin?” dedi Merkür, “Gençlik mi, güzellik mi; güç mü, uzun bir ömür mü; en güzel bakireyi mi, yoksa sandığımızda bulunan öteki nimetlerden birini mi? Sadece bir tanesini seçeceksin ama.” Bir an şaşırdım kaldım. Sonra tanrılara şu şekilde hitap ettim: “Çok saygı değer çağdaşlar, dileğim tek şudur kı, kahkaha hep benden yana olsun.” Tanrılardan hiçbiri tek kelime etmedi; hepsi gülmeye başladı. Bundan dileğimin kabul edildiği sonucuna vardım ve anladım ki tanrılar kendilerini zarafetle nasıl ifade edeceklerini biliyorlardı; zira ciddi bir tavırla, “Dileğin kabul oldu,” demek onlara pek yakışmazdı.
Benim hayat filmimin senaristinin de herkesinki gibi Tanrı olduğunu biliyordum. Yapımcısı da, yönetmeni de Tanrı’ydı. Bir de başkahramanı biliyordum. Herkes gibi, ben de kendi hayatımın başkahramanıydım. Her film bir hikâye anlatır. Tanrı bana bu hikâyeyi niye anlatmak istemişti, önemli olan buydu. Bu hayat filmiyle bana anlatılmak isteneni ıskalamamalıydım. Tanrı her kuluyla özel bir sohbet gerçekleştirmek ister. Her insana diğer kullarına söylemediği yeni bir söz söyler. Bu söz, kulu için yazdığı hayat senaryosundan başka bir şey değildir. Başka bir deyişle, her birimizin hayatı aslında Tanrı’yla gerçekleştirdiğimiz bir sohbettir. Eğer Tanrı’nın size seslendiğini duyuyor ve onun söylediklerini anlıyorsanız, daha başka ne istersiniz ki? “Serdar Özkan ismi şimdiden Paulo Coelho, Richard Bach ve hatta Antoine de Saint-Exupéry ile birlikte anılıyor.” –Corriere della Sera, İtalya
"Bana kalırsa tek bir tür insan var. İnsanların hepsi insan." "Yalnızca tek bir tür insan varsa, o zaman neden hiç geçinemiyorlar ? Hep birbirine benziyorsa, niçin özel bir çaba harcayarak birbirlerini aşağılıyorlar?"
Sayfa 286
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.