600
600.gün... Zamanı tutamıyorum sevgili durduramıyorum. Son günümüzde bana "dursun mu zaman?" demiştin. Dursun artık sevgili, dursun artık, hayır zaman akıp gitmesin. Yarın, dün olsun. Zaman artık geriye aksın istiyorum. Merak etmiyorum geleceği, istemiyorum geleceği. Gözlerimin ışığının sönmesini izlemeyi değil, ışığını geri kazanmasını
"Bir kadın gelir, değiştirir seni..."
Vedalar ne acı ama... Hele ki en kıymetlimize, en değerlimize, her şeyimize veda ediyorsak daha da acı. Son veda ise çok çok çok daha acı... En kıymetlimle vedalaştım, seninle sevgili. Farkına varmak çok zordu. Arabadan indin, az önce yanımdaydın. Son görüşmemiz bir fırının önündeydi, el eleydik. Son kez gittin yanımdan, kabullenemiyorum;
Reklam
200
200. gün... Hayatımın en kötü 200 günü. Bunun böyle olması çok olağan dışı bir şey değil. Bana eğer bu ayrılıktan önce "ayrılık olursa nasıl olur" diye sorsaydılar, hemen hemen şu anki gibi bir durumu tarif ederdim. Yani beklenti dışı bir şey yok. Bu süreç ne kadar sürerse, bu günler de 201, 202... diye devam eder. Tabii ki de umut
savrulma
benden bir öykü... 1- Gece saat 00:37. Yarı uyur yarı uyanık mayışma durumundayken hiçbir şey düşünmemeyi başardığımda, beynimdeki zonklama katsayısından dolayı delirmeye ‘’beş kala, delirmeye
GÖRÜCÜ İşten eve geldiğimde oldukça yorgundum. Elbiselerimi değiştirip hemen odama çekilip uzanmak istiyordum. --Anne! Ben geldim! Mutfaktaydı. Sesimi duyunca ellerini havluya silerek yanıma geldi. Gülümsüyordu. --Hoş geldin, aslan oğlum. Hay maşallah. Seni yaradana kurban olurum ben. Şaşırmıştım. Ama hemen kendimi toparladım. Ne de olsa böyle bir
Saçma
555 gün olmuş o kara başlangıçtan beri. 500. yazıyı yazmak için bilgisayarın başına oturduğumda aklımdan bu geçmiyordu elbette. O zaman masum bir şeyler yazıp bu sıkıntılı görevi hemen bitiririm diyordum kendi kendime.Oysa o hırslı yaratık arkamdan gelip fısıldamaya başladı, bu 500. seferde de. "Aynı olabilir mi acaba? Ne güzel olur değil mi