Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bana bir yalan söyledin ben konuyla ilgili başka birşey sorunca, arada, itiraf ettin yalan söylediğini. "Daha söylerken yapmamam gereken birşey yaptığımı anladım - sen sormasaydın da söyleyecektim bunu sana" dedin; ben de "Nasıl bilebilirim bunu?" dedim. Birşey, yavaştan, ucundan, yırtılmıştı:- Yalan, ilişkide, bir çentik açar şöyle düşün: Bir yük taşıyan bir nesnede; diyelim, balkon çiçekliğini tutan askılı bir kolda, bir çentik oluşursa, taşıdığı ağırlıktan dolayı, dokusu yavaş yavaş yırtılmağa, yarılmağa başlar-giderek, tamamiyle kopabilir. Yalan, çünkü, zaten kendi kendini çoğaltan, çoğaltmak zorunda olan birşeydir: her yalanını gizlemek için, yeni, ek yalanlar söylemek zorunda kalırsın bunun yaratacağı zedelenmeler, gedikler de, işte, öyle, sürüp gider, ve sonunda bütün yapıyı yıkacak boyutlara varabilir. Yalan ilişkiyi koparır, sonunda-
Hani, çok önceleri, "Sadakat nedir?" diye sormuştun bana; ben de şöyle birşey söylemiştim:- 'Sadakať, kişinin kendinde bir kişiye bir yer ayırması, ve o yeri hep onun için korumasıdır;
Reklam
ERKEK: İnsanın başına gelen değildir önemli olan, başına gelenlere karşı ne yaptığıdır. "Bana şöyle yaptılar, böyle yaptılar, şöyle haksızlık ettiler, böyle kötülük ettiler." Yaparlar elbet, haksızlık da ederler, kötülük de ederler. İnsanın işi gücü bu. (Bağırır) Sen ne yaptın bunlara karşı be adam? Bir şey yapamadınsa "acizim" de, "zavallıyım" de bari... De be! Korkma! Çoğalsın acizler, zavallılar çoğalsın.
Kalk ey Ebû Tûrab
Sehl İbn Sa’d (radıyallahu anh) şöyle rivayet ediyor: “Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hz. Fâtıma’nın (radıyallahu anhâ) evine gitti. O esnada Hz. Ali’yi (radıyallahu anh) evde bulamadı. Hz. Fâtıma’ya (radıyallahu anhâ): ‘Amcanın oğlu nerede?’ diye sordu. O da: ‘Onunla aramda bir tartışma oldu, bunun üzerine bana kızdı ve evden çıkıp gitti. Yanımda kaylule yapmadı.’ dedi. Allah Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) birine ‘Bak bakalım Ali nereye gitmiş?’ diye talimat verdi. Bir müddet sonra adam çıkageldi ve ‘Ey Allah’ın elçisi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şu anda Ali (radıyallahu anh) mescidde uyuyor.’ dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mescide geldi. Bu esnada Hz. Ali (radıyallahu anh) uyuyordu. Ridasının bir kısmı açılmıştı. Bu yüzden vücudunun bir bölümü toprağa bulaşmıştı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir yandan toprağı temizliyor bir yandan da ‘Kalk Ebu turâb! Kalk Ebu turâb!’ diyordu.”
"Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim? Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim..." "Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim."
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Maalesef gerçek hayatın kabustan bir farkı yok...
Ninni söyle bana, dedi. Uyumak istiyorum bir kabus gördüm, unutmak istiyorum.
Reklam
‎Rasûlullah ﷺ şöyle duâ ederdi: ‎“Allahım! Bana helâl rızık nasip eyle ve beni haramlardan koru. Lütfunla beni senden başkasına muhtaç etme.” (Tirmizî, Daavât, 111)
Bir hocanın gelemeyeceği bir düğünde sen nasıl damat oldun?
Elif-ba öğrettiğimiz bir kardeşimiz evlenmiş, bizim düğününden birkaç ay sonra haberimiz oldu. Kendisini aradım ve durumu sordum: “Düğünün olmuş, bizi neden davet etmedin?” Bana öyle bir cevap verdi ki, şu an bu satırları yazmakta bile zorlanıyorum: “Hocam! Sizin gelebileceğiniz bir düğün değildi!” Allah muhafaza bu nasıl bir cevap, bu nasıl bir düğün ki, bir Müslüman davet edilemiyor. Şöyle cevap verdim: “Bir hocanın gelemeyeceği bir düğünde sen nasıl damat oldun!”
Neden özgür olduğunu söyleme bana, ne için özgür olduğunu söyle .. 'Nietzsche'
Anladım gidiyorsun daha öncekiler gibi Hiç olmazsa son bir defa öp Bu kadar zor mu seni sevdim bir zamanlar demek Öyle zor ki yeniden sevmek Yalnızlık eski bir ezber, ayrılık alışkanlık Sensizlik bana dost bana eş Bu kadar mağrur olma, inan sen olmasan bile Hayat devam eder, doğar güneş Susma veda ederken Biraz gül, bir şey söyle giderken Gitme, hemen gitme, kal Biraz dur, daha erken
Sayfa 84 - Susma-1990Kitabı okuyor
Reklam
1400 yıldır Hala Aynı aynılar DEGİSMEDİ MÜŞRİK
FURKAN SURESİ 4-İnkâr edenler, “Bu (Kur’an, Muhammed’in kendi kafasından) uydurduğu bir yalandan başka bir şey değildir. ( Tevrat’ı ve İncil’i iyi bilen) Başka bir topluluk bu uydurma işinde ona yardım etmiştir” dediler. Böylece onlar 5. (Ardından yeni bir iftira daha attılar) Ve (şöyle) dediler: (Bu âyetler) onun, başkasına (ücret karşılığı) yazdırıp da sabah-akşam kendisine okuttuğu, önce- kilere ait masallardır.
156 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Kabus
KabusSuphi Varım · Labirent Yayınları · 201641 okunma
Onlar kafayı yemiş hocam. Onlara uyanlar da.
Organizasyon şirketinden biri bana: “Senin düğünün yaklaşıyor. Gel sana çok güzel bir İslâmî düğün tertip edelim!” dedi. Bende “Nasıl?” dedim. Şu cevabı verdi: “Semazenler de olacak...” Şöyle cevap verdim: “Semazenlerin döndüğü organizasyon en güzel İslâmî düğün oluyor öyle mi?” Bana kızıp öyle bir gitti ki anlatamam. Semazenlerin olduğu bir düğün ise en pahalı olan düğün oluyor. Başından sonuna İslam ile alakası olmayan ne varsa ‘İslâmî düğün’ adı altında yapılan bu gibi düğünlerde var. Ya biz İslam’ı bilmiyoruz (Allah’a sığınırız) ya da bunlar farklı bir şeyden bahsediyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.